Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1449 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 21404 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabuüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, ...İlçesinde halen inşaatı devam eden ... inşaatına ilişkin olarak verilen ruhsatların ve Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 10.03.2004 tarihli karar ve projesinin iptali için dava dışı ... şirketi tarafından ...İdare Mahkemesinin 2005/218 esas sayılı dosyası ile dava dışı ... Belediye Başkanlığı ve Kültür Bakanlığı aleyhine dava açıldığını, açılan davaya müdahale talebinde bulunan davalının, söz konusu davanın takibi için kendisini vekil tayin ettiğini, davalı ile yapılan vekalet ücret sözleşmesinin 3. maddesine göre net 120.000... üzerinden anlaşıldığını, ücretin 40.000 ... sözleşmenin imzalanması anında net ve peşin olarak ödendiğini, davanın karara çıkması anında da 20.000 ... ödeneceğinin belirtildiğini, kalan 60.000 ... ise, 20.000 ...ın, davanın lehe karara bağlanması halinde, 40.000 ... da kararın lehe kesinleşmesi halinde ödeneceğinin hükme bağlandığını, davanın aleyhe sonuçlanması halinde de, bu kararın Danıştay’da bozdurulması durumunda ücretin ikinci kısmının tamamının ödeneceğinin kararlaştırıldığını, dava, davalı aleyhine sonuçlanmış ise de, temyiz aşamasında ... Dairesi tarafından bozulduğunu, bu şekilde sözleşmenin 3. maddesinin son fıkrasında belirtilen durumun meydana geldiğini, ilk ödemeden kalan 20.000 ...ile birlikte toplam 80.000 ... ödenmesi gerektiğini, ancak davalının ödeme yapmadığı gibi, alacağının tahsili için başlatmış olduğu icra takibine de itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, %40 icra icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, vekalet ücret sözleşmesinin konusunun, açılan davanın reddi için gerekli tüm hukuki yardımların yapılması olduğunu, davadan hiçbir olumlu sonuç alamadıklarını, idare mahkemesince aleyhe karar verildiği gibi, temyiz talebinin de reddedildiğini, davacının bundan sonra hiçbir girişimde bulunmadığını, işe bizzat müdahale ederek delil tespiti yaptırdıklarını, alınan bilirkişi raporunu yüksek mahkemeye sunduklarını, aleyhe verilen kararın, karar düzeltme aşamasında “yeniden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğinden bahisle” bozulduğunu, davacının bakiye ücrete hak kazanamadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, “alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, sözleşmenin 3.maddesine göre ödenmesi gereken 40.000 ...vekalet ücretinin davacıya ödendiği, karar verilmesi şartına bağlanan 20.000 ... ödenmediği, sözleşmenin 3/2. maddesinde belirlenen 60.000 ... ise başarı şartına bağlandığı, davacı avukata yeni vekaletname verilmemesi ve davanın sonuçlanmasına kadar davayı takip imkanının tanınmaması hususunun haksız azil olarak değerlendirilmesi gerektiği, davacının sözleşmede kararlaştırılan tüm ücretin ödenmeyen bakiye kısmını talep edebileceği” belirtilerek, davanın kısmen kabulüne, 80.000 ...asıl alacak ile 14.400 ...KDV olmak üzere toplam 94.400 ...için takibe yapılan itirazın iptaline, alacağın likit kabul edilmesi mümkün olmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Dava, taraflar arasındaki vekalet ücret sözleşmesi gereğince, bakiye ücret alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı avukatın, davalıya vekaleten takip etmiş olduğu İstanbul 3. İdare Mahkemesinde görülen davanın, 13.2.2008 tarihinde (davalının aleyhine olarak) kabul edildiği, davacı avukat tarafından temyiz edilen kararın 23.12.2008 tarihinde ...tarafından onandığı, davacı avukatın 6.2.2009 tarihinde karar düzeltme talebinde bulunduğu, bu aşamada 31.5.2009 tarihinde davacıya verilen vekaletnamenin süresinin dolduğu, 22.12.2009 tarihinde karar düzeltme talebinin kabulü ile mahkeme kararının, “yeniden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğinden bahisle” (davalı lehine) bozulduğu, bozmadan sonra (davalının lehine olarak) davanın reddedildiği, ancak verilen bu kararın da Danıştay aşamasında (davalının aleyhine) bozulduğu, davalı şirket tarafından karar düzeltme talebinde bulunulduğu, dosyanın halen derdest olup, kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki vekalet ücret sözleşmesinde kararlaştırılmış olan 120.000 ...ücretin, sözleşmenin imzası aşamasında ödenmesi öngörülen 40.000 ...kısmının ödendiği sabit olup, davacı bakiye ücret alacağının tahsili için başlatmış olduğu icra takibine vaki itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 3. maddesinde, 40.000 ...ücretin sözleşmenin imzası anında, 20.000 ...kısmının da davanın karara bağlandığı zaman (kararın lehe veya aleyhe olduğuna bakılmaksızın) peşin ve net olarak ödeneceği kararlaştırıldığına göre, davacı avukatın ücretin bakiye 20.000 ...kısmına hak kazandığının kabulü gerekir. Zira söz konusu davada, vekalet ilişkisi devam etmekte iken 13.2.2008 tarihinde davanın karara bağlandığı, bu tarih itibariyle henüz vekaletnamenin süresinin de dolmadığı görülmektedir. Sözleşmenin aynı maddesinde, “anlaşılan rakamın diğer yarısı olan 60.000 ..., 20.000 ...kısmının, davanın İdare Mahkemesince lehe karara bağlanması anında, kalan 40.000 ...kısmının da kararın lehe kesinleşmesi halinde ödeneceği” kararlaştırılmış olup, vekaletnamenin süresinin dolduğu, dolayısıyla taraflar arasındaki vekalet ilişkisinin sona erdiği 31.5.2009 tarihi itibariyle öngörülen bu şartların oluşmadığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı, aynı maddenin son cümlesinde yer alan “karar 3. İdare Mahkemesinde aleyhte çıkar ve bu karar Danıştay’da bozdurulursa yine ödenmeyen 20.000 ...ile birlikte toplam 60.000 ...avukata ödenecektir.” ibaresine dayanarak, aleyhe verilen hükmün Danıştay’da bozdurulduğundan bahisle, başarı şartına bağlanan bakiye 60.000 ...ücrete de hak kazandığını iddia etmekte ise de, ... tarafından karar düzeltme aşamasında verilen (22.12.2009 tarihli) bozma kararı, taraflar arasındaki vekalet ilişkisinin sona erdiği 31.5.2009 tarihinden sonraki bir tarihte verilmiştir. Kaldı ki, tarafların başarı şartına bağlamış oldukları ücretin, her ne sebeple olursa olsun kararın Danıştay’da bozulması halinde değil, nihai olarak davanın davalı lehine kesinleşmesi durumunda ödenmesinin öngörüldüğünü, dolayısıyla “yeniden bilirkişi raporu alınması” için araştırmaya yönelik olarak verilen bir bozma kararının bu kapsamda değerlendirilemeyeceğini kabul etmek gerekir. Sözleşmenin bütün olarak ve tarafların gerçek iradelerine göre yorumlanması halinde, bundan farklı bir sonuca ulaşmak da mümkün değildir. Zira bu yöndeki bir bozma kararından sonra, davanın yine davalı aleyhine neticelenmesi de mümkündür. O halde sözleşmede değinilen, “Danıştay’da bozdurulursa” ifadesini, “kararın davalı lehine kesinleşmesi sonucunu doğuracak bir bozma kararı verilirse” şeklinde anlamak gerektiğinden, olayda sözleşmenin 3. maddesinin son cümlesinde değinilen durum da gerçekleşmemiştir. Öte yandan davacı avukat azledilmemiş olup, vekalet ilişkisi, davacıya verilen vekaletnamenin süresinin dolması üzerine sona ermiştir. Her ne kadar avukat, üzerine almış olduğu işi sonuna kadar takip etmekle yükümlü olup, aksine bir kararlaştırma mevcut olmadığı sürece, işin takibi için verilen (vekaletnamenin süresinin dolması halinde yenilenmesi gerekeceğinden) vekaletnamenin yenilenmemesi, avukat yönünden işin takibine engel teşkil etmekte ise de, bu husus, her durumda avukatın muaccel olan vekalet ücreti alacağından başka, başarı şartına bağlanan ücrete de hak kazandığı sonucunu doğurmaz. Gerçekten de somut olayda, taraflar arasındaki vekalet ilişkisinin sona erdiği 31.5.2009 tarihi itibariyle, sözleşmede öngörülen başarı şartı gerçekleşmediği gibi, halen derdest olan davanın, bundan sonra ne şekilde sonuçlanacağı da belli değildir. Yine olayda, davalı iş sahibi tarafından, sırf avukatın başarıya bağlı ücretinin ödenmemesi amacıyla, kötüniyetle vekaletnamenin yenilenmediğinden söz etmek de mümkün değildir. O halde dava konusu olayda davacının, sözleşmenin imzası anında peşin olarak ödenen 40.000 ...ücretten başka, kararın lehe veya aleyhe olduğuna bakılmaksızın, davanın karara bağlanması halinde ödenmesi kararlaştırılan 20.000 ...ücrete hak kazandığı, ancak bunun dışında başarı şartı için öngörülen 60.000 ...ücrete ise hak kazanamadığının kabulü gereklidir. Açıklanan hususlar göz ardı edilerek, davacının başarı durumunda öngörülen ücrete de hak kazandığından bahisle yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.SONUÇ : 1. Bent gereğince davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. Bentte açıklanan nedenlerle, temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 4,00 TL kalan harcın davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde davalıya iadesine, 26/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.