Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14335 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 30818 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :...DAVACISI ...Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı . avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı ... İş Mahkemesinin 2000/128 esas sayılı dosyasında görevsizlik kararı verdiği asıl davasında; ... görevli dava dışı doktorlar ..., hastanede yatarak tedavi gören sigortalı ve hak sahipleri adına tedavilerinde kullanılmayan ... isimli ithal ilaç ile diğer yerli ilaçları kapsayan sahte reçeteler düzenleyerek, bu reçetelerin İstanbul'da faaliyet gösteren...l firması sahibi davalılardan ... aracılığıyla ..... ile davalı ...'ın sahibi olduğu... Eczanesine intikal ettirildiğini, ilaçların hasta ve yakınları tarafından alınıp kullanılmadığı halde, davalı ... tarafından reçete üzerine ilaçların alındığına dair kayıt konularak düzenlenen faturalar karşılığında kurumdan haksız kazanç temin edildiğinin teftiş kurulunca başlatılan soruşturmada tespit edildiğini, davalılar ve doktorlar hakkında suç duyurusunda bulunduklarını, eczacı olan davalı ...ma ibraz edilen gerçekdışı ve usulsüz reçetelere ait fatura bedelinin 20.528.395.239 TL (eski) baliğ olduğunu, bu miktardan 5.605.929.007 TL'sinin davalıya ödendiğini, usulsüzlüğün tespiti üzerine 14.922.466.232 TL'sinin ödenmediğini, davalı ... haksız ödenen 5.605.929.007 TL ile sözkonusu faturaların ayrı ayrı ödeme tarihleri itibariyle işleyen 20.644.267.240 TL reeskont faizi toplamı 26.250.196.747 TL'nin fazlaya ilişkin hakkı saklı tutularak, davalılar ...Bakanlığı, ..., ...'da......, ... ve ... tahsilini, birleşen 2000/1273 esas sayılı dosyada, 2000/128 esas sayılı dava dosyasında sehven asıl alacak miktarına dava tarihinden itibaren reeskont faizi istemeyi unuttuklarını, bu yüzden 5.605.929.007 TL'ye dava tarihinden itibaren reeskont faizi işletilmesini, birleşen .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/397 esas 2004/353 karar sayı ile 2.11.2004 tarihinde aynı mahkemenin 2002/42 sayılı dosyası ile birleştirilen davada, 2000/128 esas sayılı dosyada dava dilekçesindeki hususlar tekrar edilerek 14.922.466.232 TL'nin ödeme tarihi itibariyle işleyen cari reeskont faizi ile birlikte toplam 51.010.304.432 TL'nin dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte tahsilini, birleşen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/329 esas sayılı davada davalılar ...ve ...'dan 2003/397 esas sayılı davaya ilişkin dilekçede işlemiş reeskont faizinin hesaplanmasında hata yapıldığını, durumun bilirkişi raporunu inceleme sırasında farkedildiğini bu yüzden 6.345,73 YTL' nin tahsilini, birleşen .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/400 esas sayılı, ... .. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/42 esas sayılı dosyası ile birleştirilen davalısı sadece eczacı... davalılardan ,,,yaları dışında kalan kuruma ibraz edilen reçeteler üzerinde yapılan kontrollerinde pahalı muadil ilaç verdiğini, kullanım dozuna uygun olmadığını, katılım payı ilaçları muaf olarak belirttiğini enjektör için ikinci imzanın alınmadığını, klinik şartlarında kullanılır ibaresi olmadığını, iade edilen ancak iade sebepleri düzeltilmeyen ilaç bazında düşmeler ve kesintiler yapılmış olduğunu, ayrıca eksiklikleri düzelttirmek için eczaneye iade edilen, ancak eczane kapalı olduğundan eksiklerin düzelttirilemeyen reçetelerin var olduğunu, kurumla yapılan sözleşmenin ödeme zamanlı başlıklı kısmında belirtilen sözleşme hükümlerine uyulmadığını, davalı eczacı ...sözleşme hükümlerine aykırı davranması sonucu oluşan 23.493.952.886 TL teftiş harici borcundan, 12.559.024.260 TL de ek alacağının bulunduğunu, Muhasebe müdürlüğünce borç olarak tespit edilen 23.493.952.886 TL'den 1558.138.475 TL'sinin ödenmediğinin anlaşıldığını, borcuna mahsup yapıldıktan sonra 9.377.011.159 TL borcu kaldığını, bu tutara teftiş raporu tarihi olan 29.2.2000 tarihi itibariyle 9.479.567.364 TL cari reeskont faizi tahakkuk ettirildiğini, böylece teftiş harici toplam borcun 18.856.578.523 TL olduğunu bu borcun teftiş başlangıcından sözleşmenin feshine kadar kuruma fatura ettiği reçete bedelleri olan 17.858.109.420 TL alacağından mahsup edilip, geriye 998.469.103 TL faiz alacağının kaldığını bu nedenle bu alacağın sadece davalı... tahsilini istemiştir.Davalılardan ...aleyhlerine açılan tüm davaların reddini dilemiş, davalılardan ... aleyhine.... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/994 esas sayılı dava dosyasında açtığı ve eldeki dosya ile birleşen davasında fazlaya dair hakkını saklı tutarak ...tarafından ödenmeyen 20.327.113.985 TL'nin kurumdan tahsilini istemiştir.Mahkemece davalı eczacının beraat ettiği gerekçesiyle eldeki dava ve birleştirilen.... İş Mahkemesinin 2000/128 esas sayılı dosyası ile bu dosya içerisinde birleştirilmiş olan 2000/471 ve 2000/1273 esas sayılı dosyalarda açılan davaların, 2003/397 birleştirilen ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/400 esas sayılı davanın, ...Hukuk Mahkemesinin 2006/329 esas sayılı davaların ayrı ayrı reddine, birleşen .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/994 esas sayılı davalı ...l tarafından açılan davanın kabulüyle, 20.327,11 TL'nin 1.1.2000 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş, hükmü davacı ... temyiz etmiştir. Davacı ... ... davalı eczacı ile diğer davalılar aleyhine açtığı eldeki asıl ve birleşen davalarında; davalılar birol ile Ümmügülün davadışı doktorların düzenlediği sahte reçetelerin medikal firma sahibi Birol'un aracılığıyla davalılardan Gülüm eczanesi üzerinden kuruma fatura edilerek kurumun zarara uğratıldığını ileri sürerek tazminat talebinde bulunmuş, davalılar ise davanın reddini savunmuş, davalılardan ümmügül karşılık olarak açtığı davada kuruma gönderdiği faturaların bedelinin tahsilini talep etmiştir. Davacının suç duyurusu üzerine davalılar Ümmügül, Birol ve davadışı doktorlar ve diğerleri hakkında sahtecilik ve dolandırıcılıktan kamu davası açılmış, ...Ceza Mahkemesinin 2009/207 esas sayılı dava dosyasında mahkemece sanıklar davadışı doktorlar ... ve davalı ...hakkında sahte reçete düzenlemekten dolayı 2 kez mahkumiyetlerine, sanık ... suçunu feri iştirak olarak işlediğinden 2 kez cezalandırılmasına, keza davalılar...... karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan da mahkumiyetlerine karar verilmiştir. Mahkumiyet hükmünün sanık müdafileri ile Cumhuriyet Savcıları tarafından aleyhe temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Yüksek 11. Ceza Dairesinin 6.3.2009 tarihli kararı ile sahtecilikten sahte reçete düzenleyen dava dışı doktorların suçlarının onanmasına, sanık ... hakkında sahtecilik suçundan suça katıldıkları yönünde yeterli delil bulunmadığından beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi nedeniyle hükmün bozulmasına, nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet kararının ise suçun işleniş tarihi ile dosyanın Yargıtay'da incelendiği tarih itibariyle zamanaşımı süresi dolduğundan cezanın ortadan kaldırılmasına, Birol hakkında verilen mahkumiyet hükmünün ise bu sanığın suça asli fail olarak katıldığı ve bu şekilde cezalandırılması gerektiğinden bozulmasına karar verilmiştir. Yeniden kurulan hükümle davalı ...'ın dosyasının tefrikine, sanıklardan ... hakkında verilen bozma ilamına uyularak sahtecilik suçundan beraatine karar verilmiş, dolandırıcılık suçundan zamanaşımından dolayı davanın ortadan kaldırılmasına ilişkin hüküm 6.10.2011 tarihinde kesinleşmiştir. Bilindiği üzere ceza mahkemesinin uyuşmazlık konusu olayın tespitine diğer söyleyişle olayın varlığına ve sanık tarafından işlendiğine dair maddi olgulara ilişkin kesinleşmiş saptaması aynı konuda hukuk mahkemesinde kesin hüküm oluşturur. 818 sayılı B.K. 53. maddesi uyarınca ceza mahkemesinin delil yetersizliğine dayalı beraat kararı hukuk mahkemesini bağlamaz ise de ceza mahkemesince tespit edilen maddi vakıalar hukuk mahkemesini bağlayıcı niteliktedir. Bu nedenle sahtecilik suçundan suça katıldığı konusunda yeterli delil elde edilemediği gerekçesiyle verilen beraat kararı ile nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet kararının zamanaşımına uğraması, dava dışı doktorların sahte reçete düzenlemekten dolayı mahkum olmaları karşısında bu mahkumiyete esas reçetelerin kuruma fatura edilmesinden dolayı davalının hukuki sorumluluğunun olmadığı söylenemez. Mahkemece resen seçilen bilirkişiler mali müşavir ... eczacılar İl... yaptırılan bilirkişi incelemesinde; muhtelif tarihlerde düzenlenen rapor ve birden fazla ek raporlarda; 274 adet reçetenin incelendiğini, ...-...haksız kesinti yaptığını ve kesinti tutarının 1.752.845.306 TL olduğunu, 30.6.2009 havale tarihli raporda 31.12.2009 tarihi itibariyle davalı ... davacı kurumdan 20.327.113.985 TL alacaklı olduğunu, kurum kayıtları ve sunulan belgelere göre davalıdan haksız yere kesilen tutarların da davalı borcundan düşülmesi sonucu dava tarihi itibariyle davalı borcunun 6.251,36 TL olduğu, bu tutara dava tarihinden itibaren reeskont faizi talebini mümkün bulunduğunu, 14.3.2011 havale tarihli raporda, İstanbul 2. İş Mahkemesinin 2000/128 esas sayılı dosyasında davalı-karşı davacının beraatine karar verilmiş olduğu dikkate alınarak kurumun 5.605.93 TL'lik kurum zararını davalı-karşı davacıdan talep etmesinin mümkün olmadığını, bu durum dikkate alındığında eczacıdan yapılan kesintinin 1.752.845.306 TL'lik kısmının ilavesi ile 22.079.96 TL (yeni para ile) alacaklı olduğunu, aynı bilirkişiler 19.11.2011 tarihli raporlarında ise teftiş kurulu raporlarına göre gerçek dışı olan reçetelere ilişkin yapılan ödemelerin davacıya iadesine karar verilmesi halinde kurumun talep edeceği tutarın toplam 38.635,19 TL (yeni) davalı... ise 28.119,36 TL (yeni) haksız kesinti yapılan reçete bedellerinin 1.752.85 TL olduğunu, buna göre ... davalıdan talep edeceği tutarın dava tarihi itibari ile 8.762,98 TL olduğunu, aksi halde ise ...'ın davacıdan talep edebileceği tutarın 29.872,21 (yeni) TL olduğu bildirilmişlerdir. Görüldüğü üzere aynı bilirkişilerden alınan rapor kendi içerisinde eksik, çelişkili ve yetersizdir. Aynı bilirkişilerden defalarca ek rapor alınmasına rağmen asıl dava ile birleşen davalarda talepler ve içeriğinin yeterince incelenmediği, ACM dosyasında ceza hakiminin topladığı deliller ve suçların irdelenmediği, öyle ki davacı Bağ-Kur'un eczacı aleyhine açtığı ve tamamen sözleşme ilişkisinden kaynaklanan, teftiş ve suç konusu eylem dışındaki reçetelerle ilgili dava sebebi eldeki davadan tamamen farklı olan birleşen ... Asliye Hukuk Mahkemesine 2003/400 esas sayılı dosyasında bu dosyaya ait kayıt ve belgelerin olmadığı farkedilmediği, bu konuda hiçbir değerlendirme yapılmadığından eksik olan bu raporlara bu haliyle itibar edilmesinin imkanı bulunmamaktadır. Öyleyse az yukarda zikredilen konusu, dava sebebi ve tarafları farklı olan ancak birleştirilmiş ... Asliye Hukuk Mahkemesine 2003/400 esas sayılı dosyasında yazılı şekilde yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak red kararı verilmesi hatalıdır. Kaldı ki birleştirilen dosyalarla karmaşık hale gelen dosyanın konu ve sebebi farklı olan davayla birleştirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu bilinmelidir. Nitekim dosyaya sunulan davalı ...'ın ....aleyhine.... Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı dava mahkemenin 2006/244-2007/265 EK sayısıyla eldeki davadan ayrı olarak incelenip karara bağlanmıştır. Hal böyle olunca yerel mahkemece, asıl ve birleşen davalarda asıl ve feri talepler iyice tahkik edilerek, eksik belge ve bilgi olması halinde mahallinden celbedilmeli, kesinleşen ağır ceza mahkemesi dosyası eksiksiz bir şekilde getirtilip içinde bulunan rapor, beyanlar ve mahkemenin maddi vakıaya yönelik tespitleri araştırılmalı, konusunda uzman bilirkişi kurulundan yargı ve taraf denetimine uygun yeniden rapor alınmalı, davacının zararı ile faiz istekleri, davalının kuruma fatura ettiği varsa alacağı, kurumun uğradığı zarar hiçbir tereddüde yer vermeyecek şekilde araştırılmalı, doktorlar hakkında sahte reçete düzenleme eyleminden kesinleşmiş cezalandırma kararı, davalı Ümmügül'ün dolandırıcılık suçuna ilişkin mahkumiyet hükmünün zamanaşımına uğraması nedeniyle maddi olgulara yönelik tespitler dikkate alınarak, gerektiğinde konusu farklı dosya tefrik edilip bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye ve yetersiz bilirkişi raporuna, yanılgılı değerlendirmeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.Sonu: Yukarda açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin kararının SGK yararına BOZULMASINA, 5.5.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.