MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalılarla imzaladığı tellallık sözleşmesi uyarınca davalılara toplam 43.700,00 TL ödeme yaptığını, avukat olan davalıların Avukatlık Kanunu gereği tellallık yapamayacaklarını, bu sebeple sözleşmenin geçersiz olduğunu, B.K.nun 407. Maddesine göre tellalın tarafsız olması gerektiğini, davalıların aynı zamanda mal sahiplerinin avukatı olduğundan tarafsız olamayacaklarını, davalıların ücret talep edebilmesi için davacı ile taşınmaz malikini bir araya getirerek sözleşmenin kurulmasına aracılık etmesi gerektiğini, taraflar arasında tanzim edilen sözleşmenin 5.3 maddesinde belirlenen ücretin, tahliye ve sözleşme yapılmasını kapsadığını, bu sebeple ödediği bedelin tahsili için davalılar hakkında icra takibi başlattığını, davalıların takibe haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ,ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini, kötü niyet tazminatının davacıdan tahsilini dilemişlerdir.Mahkemece, davalı ... hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğundan, ... hakkında açılan davanın esastan reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.1-1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 388/son maddesi(yeni HMK 297) gereğince, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Yine aynı Kanunun 389. maddesinde de(yeni HMK 297), hüküm kısmında iki tarafa yükletilen hak ve borçların tereddüte yer vermeyecek şekilde belirtilmesi zorunluluğu tekrarlanmıştır. Somut olayda, davalılar kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuş, ancak mahkemece davanın reddine karar verilmiş, kötü niyet tazminatı talebi yönünden hüküm fıkrasında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Mahkemece verilen karar, HUMK.nun 388.maddesine(yeni HMK 297) uygun değildir. Mahkemece, HUMK.’nun 388. maddesine(yeni HMK 297)uygun olarak hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.2-Bozma nedenine göre, davacının temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1) numaralı bentte gösterilen nedenle davalı yararına BOZULMASINA,(2) numaralı bentte açıklanan nedenle davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 27,70 TL harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.