Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1421 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 24070 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı ile yapılan tellallık sözleşmesine konu hizmetin verilmesine rağmen sözleşmede kararlaştırılan ücretin ödenmediğini, bu bedelin tahsili için davalı hakkında icra takibi yaptıklarını davalının itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek; haksız itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı, davacı ile bir sözleşme yapmadığını sadece ... ile 22.03.2010 tarihli dairelerin teslimine ilişkin sözleşme yaptığını, davacının sunduğu sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Tellallık sözleşmesine ilişkin olarak 818 sayılı Borçlar Kanunun 404. maddesinde "Gayrimenkul tellallığı, akdi, yazılı şekilde yapılmadıkça muteber olmaz." şeklinde yapılan düzenleme ile gayrimenkul tellallığı sözleşmesinin geçerliliğinin tarafların ortak iradesini yansıtacak şekilde yazılı olması şartına bağlanmıştır. Gayrimenkul sözleşmesinin yazılı yapılarak hukuken geçerlilik kazanabilmesi için .sözleşmenin hem yazılı yapılması hemde sözleşmeyi her iki tarafında birlikte imzalaması gerekir. Dava konusu sözleşmede alıcının imzası ve imza incelemesine konu bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere satıcının imzası bulunmasına rağmen,tellallık sözleşmenin tarafı olan davacının imzasının olmaması yukarıda açıklanan yasal düzenlemeye konu ilke doğrultusunda değerlendirildiğinde sadece davalı satıcı tarafından imzalanmak suretiyle gerçekleştirilen irade açıklaması mahiyetindedir. Satıcının bu irade açıklaması yasal düzenlemeye uygun olarak davacı tarafında benimsendiğini gösterir şekilde 2012/24070 2013/1421sözleşme imzalanmadığı halde,taşınmazın satışından sonra komisyon ücretini tahsil edebilmek amacıyla dava konusu edilmiş olması,mevcut yasal düzenleme ve davacının gayrimenkul tellallığı işini meslek edinen bir kişi olduğu gözetilerek istisnai hallerde ve dar kapsamda uygulanması gereken MK 2. maddesindeki hakkın kötüye kullanılması yasağı kuralının uygulanmasını gerektirir nitelikte değildir. Bu nedenle davanın reddi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 21.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.