MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalıların avukatı olarak 2006/618 esasta görülen davayı takip ettiğini ancak haksız olarak azledildiğini ve vekalet ücretinin de ödenmediğini ileri sürerek, ücretin tahsili için yaptığı takibe haksız itirazın iptali ile inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, azlin haklı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 19.100 TL. asıl alacak üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.1-Davacı avukatın 22.5.2006 tarihinde aldığı vekaletle davalıların vekili olarak menfi tesbit davasını açıp takip ettiği, aralarında tarihsiz ücret sözleşmesinin yapıldığı ve 22.4.2011 tarihli ihtarla azledildiği dosyadaki bilgi ve belgelerleden anlaşılmaktadır. Davacı avukat, azlin haksız olduğunu, ücret sözleşmesi gereğince hakettiği vekalet ücretinin ödenmediğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Davalılar ise, davacının görevini gerektiği şekilde özen göstererek yapmadığını, takip ettiği dava karara bağlandığı halde 15 ay boyunca icraya koymadığını, fiilen avukatlığı bıraktığını açıklayıp işyerinden ayrılınca kendisine ulaşamadıklarını ve güvenlerini sarstığını bu nedenle azlin haklı olduğunu savunmuşlardır. Gerçekten de davacı avukatın, vekil olarak borçları BK’nun 505 ve devam maddelerinde gösterilmiş olup, öncelikle vekilin TBK.nun 506. maddesine göre müvekkiline karşı vekaleti sadakat ve özen ile ifa etmekte yükümlüdür. Vekil sadakat borcu gereği olarak müvekkilinin yararına olacak davranışlarda bulunmak, ona zarar verecek davranışlardan kaçınmak zorunluluğundadır. Şayet vekili görevini yerine getirirken gerekli özen ve dikkati göstermemiş sadakatle vekaleti ifa etmemiş ise, vekil edenin vekilini azli haklıdır. Avukatlık kanununun 174. maddesi hükmüne göre azil haklı ise avukatlık ücretinin ödenmesi gerekmez, haksız azil halinde ise ücretin tamamına avukat hak kazanır. Mahkemece, davacı avukatın haksız azledildiği gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiştir. Ancak , davalı tarafın azlin haklı olduğuna dair savunması üzerinde gerektiği şekilde durulup araştırılmamış bu yönde bir inceleme ve araştırma yapılmamıştır. Öyle olunca, davacının gerekli şekilde özen ve dikkati göstererek dosyaları takip ettiği, azlin haksız olduğu yönündeki mahkemenin görüşünün, doğru olup olmadığı denetlenememektedir. Yine davacı taraf icra dosyasındaki talebinde, ücret sözleşmesi gereğince ödenmeyen borç yekünu açıklamasında bulunmuş mahkemece de hem ücret sözleşmesi ile kararlaştırılan müvekkil vekalet ücreti hem de karşı yan vekalet ücreti hesaplanarak hüküm kurulmuştur. Davacının icra dosyasındaki talebinin hangi kalemleri içerdiği açıklatılarak, dökümü sorularak sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece açıklanan bu yönlerde gerekli inceleme ve araştırma yapılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre, davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalılar yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 326,00 TL harcın istek halinde iadesine, 02/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.