Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14119 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9287 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı şirket ile 14/02/2008 tarihinde avukatlık ücret sözleşmesi yapıldığını, sözleşme gereğince şirketin her türlü hukuki danışmanlığının yapılması karşılığında 2008 yılı için aylık net 3.000,00 TL, 2009 yılı için aylık net 3.750,00 TL ve 2010 yılı için aylık net 4.650,00 TL ücret ödenmesinin kararlaştırıldığını, takip dosyalarında işlemlerin yürütülerek her türlü hukuki danışmanlık konusunda da bilgi alışverişi yapıldığını, hak ettiği ücretin ödenmemesi üzerine 130.000,00 TL avukatlık ücretinin ödenmesi için davalı şirkete ihtarname gönderdiğini, tebliğ alınmasına rağmen herhangi bir yanıt verilmediğini, bunun üzerine icra takibi yaptığını, davalının bu takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itizarın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile;... İcra Müdürlüğünün 2012/3446 sayılı takip dosyasına davalının 26.474,00-TL'lik kısmınına itirazın iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, Fazlaya ilişkin talebin reddine, Kabul edilen kısmın %40'ı oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.1--Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra - inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Burada borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurların bilinmesi mümkün nitelikte olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, taraflar arasında yazılı bir ücret sözleşmesi yapılmış ise de vekalet ücreti yasa gereği mahkemece takdir edildiği için likit bir alacak yoktur. Borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunmaması nedeniyle alacağın likit ve muayyen nitelikte olmadığının kabulü gerekir. Mahkemece, davacının bu istemi hakkında red kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde icra inkar tazminatı talebinin kabulü usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir. Ne var ki yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK 438/7.maddesi gereğince mahkeme kararının aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, mahkeme kararının hüküm bölümünün bir numaralı bendindeki "Kabul edilen kısmın %40'ı oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine "sözlerinin karardan çıkarılarak yerine “davacının icra inkar tazminat isteminin yasal şartları oluşmadığından reddine” sözlerinin yazılmasına, hükmün değiştirilmiş ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 01/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.