MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün taraflar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı Asil... ve vekilleri vekili avukat..., vekili avukat... ile davalı Asil ... vekili avukat ...'ın gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalıya 21.06.2012 tarihinde 750.000.00.TL' den toplam 1.500.000.00.TL borç olarak banka aracılığıyla havale ettiğini, havalelerde borç verildiğini dekontlara yazdırıldığını, davalının aldığı 1.500.000.00.TL borca karşılık 18.12.2012 tarihinde 300.000.00.TL ve 200.000.00.TL olmak üzere toplam 500.000.00.TL' yı borç ödeme şerhi düşerek bankadan kendisine havale ettiğini ancak davalının bakiye 1.000.000.00.TL borcunu ödemediğini, bu borcun tahsili için yaptığı icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek vaki itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.Davalı, davacıdan 21.06.2012 tarihinde toplam 1.500.000.00.TL borç aldığını, karşılığında da 18.12.2012 tarihinde toplam 500.000.00.TL havale ile ödediğini bakiye 1.000.000.00.TL içinde davacının teminat istemesi üzerine kendisine ait ... ait 1.000.000.00.TL bedelli 31.06.2013 vadeli çeki şahsi avalinide vererek davacının emrine yazmak suretiyle verdiğini ayrıca aynı tarihte aynı şekilde 125.000.00.TL' lık çek daha verdiğini, keşideci ... ile davacı arasında bu çeklerden kaynaklı herhangi bir borç-alacak ilişkisi, mal alış-verişi olmadığını, davacıya verilen çeklerin davacı tarafından sahibi olduğu ... Şirketine ciro ederek verdiğini, bankaya konulan çek bedelleri toplamı olan 1.125.000.00.TL' yı çek bedeli olduğunu belirterek havale ile 01.07.2013 tarihinde ödediğini, ödenen bedelin şirket tarafından davacıya havale edildiğini, kendisinin ve ... ile herhangi bir iş ilişkisi, alacak-verecek ilişkisinin olmadığını, davacıdan aldığı ve bakiye kalan 1.000.000.00.TL' nın çek ile ödendiğini, borcunun kalmadığını belirterek davanın reddine ve davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Davacı, borç olarak banka havalesine yazarak gönderdiği toplam 1.500.000.00.TL' dan davalının borç ödemesi olarak banka havalesi ile gönderilen toplam 500.000.00.TL' nın düşülerek bakiye 1.000.000.00.TL borcun iade edilmediğini ileri sürerek başlattığı icra takibine vaki itirazın iptalini istemiş; davalı ise bu iddiaya bakiye 1.000.000.00.TL borcu da sahibi olduğu şirkete ait 31.06.2013 vadeli çeklere şahsi avalini yazarak davacıya verdiğini ve borcunu ödediğini savunmuştur. Davacı ise davalının sahibi olduğu şirkete ait verilen çeklerin davalıya nakit olarak verdiği başka borçların karşılığı olarak ödendiğini 21.06.2012 tarihinde verdiği ve bakiye 1.000.000.00.TL borç ile ilgisinin bulunmadığını belirterek vasıflı ikrar bir başka deyişle gerekçeli inkârda bulunmuştur. Bu ikrar bölünemez ve ikrar edenin aleyhine delil de teşkil etmez. Her ne kadar mahkemece, davalı tarafından verilen çeklerin başka bir alacağa ilişkin olduğunun davacı tarafından ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; Çek bir ödeme vasıtası olup, sebepten mücerrettir. Var olan bir borcun ödendiğini gösterir. Ancak hangi borca ilişkin bir ödeme olduğunu çeki veren şahsın ispat etmesi gerekir. Davalının delil olarak dayandığı çeklerde, çekin veriliş nedenine ilişkin herhangi bir şerh bulunmamaktadır. Ayrıca bu çeklerin davaya konu borçun ödenmesi ile ilgili olduğunu belirtir herhangi bir yazılı belgede yoktur. Hal böyle olunca TMK.’ nun 6. maddesi ve HMK.’ nu hükümleri gereğince, 31.06.2013 tarihli çekin 21.06.2012 tarihinde alınan toplam 1.500.000.00.TL borçtan bakiye kalan 1.000.000.00.TL borcun ödenmesi için verildiğinin ispat yükü davalıya ait olup, davalı bu borca ilişkin ödemeyi müddeabihin miktarı itibariyle kesin delillerle kanıtlamakla yükümlü iken mahkemece ispat yükünün belirlenmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. 2-Bozma nedenine göre, tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 1350,00 TL duruşma avukatlık parasının taraflardan karşılıklı alınarak birbirlerine ödenmesine, peşin alınan 27,70 TL harcın istek halinde taraflara iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.