MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat ...ile davacı vekili avukat... gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalının evinde kapıcı ve bekçi olarak eşi ile birlikte yatılı olarak 10.06.1994-07.09.2007 tarihleri arasında çalıştığını, en son maaşının 1.250 TL olduğunu, 2006 yılında aylık 1.150 TL, 2005 yılında aylık 1.075 TL, 2004 yılında aylık 950 TL , 2003 yılında aylık 800 ve 2002 yılında aylık 600 TL maaş karşılığı çalıştığını, davalının 2005 yılından itibaren maaşlarını değerlendirmek üzere ödemediğini ve haksız olarak iş akitlerinin feshedildiğini ileri sürerek;1.000 TL kıdem tazminatı, 1.000 TL ihbar tazminatı, 1.000 TL izin ücreti , 1.000 TL bayram ve genel tatil ücreti, 1.000 TL hafta tatili ücreti, 1.000 TL fazla mesai ücreti, 1.000 TL birikmiş ücret alacağı, 1.000 TL ücret alacaklarının neması olmak üzere şimdilik 8.000 TL'nin en yüksek mevduat faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davacı ıslah dilekçesi ile talep miktarını artırmıştır. Davalı, davacının ev işlerinde çalıştığını kapıcı ve bekçi olarak çalışmadığını, davacıya ücretinin düzenli olarak ödendiğini, iddia edilen şekilde birikim yapmak için maaşına elkonulmadığını, ayrıca davacının iş hukukuna tabi olan kıdem ve ihbar tazminatını talep edemeyeceğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, taraflar arasında kurulan Borçlar Kanununun 313. ve devamı maddelerinde düzenlenen hizmet akdinden kaynaklanan alacakların tahsili istemine ilişkin olup, davacının 10.06.1994-07.09.2007 tarihleri arasında çalıştığı hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı dava dilekçesinde kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai, izin , tatil ücretleri ile ücret alacağı ve bu alacağın işlemiş faizinin davalıdan tahsili isteminde bulunmuştur. Davacının çalıştığı dönem ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 818 sayılı BK.nun 344. maddesinde; "Muhik sebeplerden dolayı gerek işçi gerekse iş sahibi, bir ihbara lüzum olmaksızın her vakit akdi feshedebilir. Ezcümle, ahlaka müteallik sebeplerden dolayı yahut hüsnüniyet kaideleri noktasında iki taraftan birini artık akti icra etmemekte haklı gösteren her hal, muhik bir sebep teşkil eder. Bu gibi hallerin mevcudiyetini hakim taktir eder. Fakat işçinin kendi kusuru olmaksızın duçar olduğu nispeten kısa bir hastalığı yahut kısa müddetli bir askeri mükellefiyeti ifa etmesi, muhik sebep olarak kabul edilemez." hükmü, BK.nun 345/1. maddesinde ise, "Muhik sebepler bir tarafın akte riayet etmemesinde ibaret olduğu taktirde, bir taraf diğer tarafa onun akit ile müstehak iken mahrum kaldığı feri menfaatler de nazara alınmak üzere, tam bir tazminat itasıyla mükellef olur." hükmü ve yine anılan maddenin 2. fıkrasında ise, "bundan başka hakim vaktinden evvel feshin mali neticelerini, hali ve mahalli adeti gözönünde tutaranak taktir eder."şeklinde düzenleme yapılmıştır. Yine, BK.nun 329. maddesinde fazla çalışmayla ilgili düzenleme mevcut olup, "Sözleşme ile kararlaştırılmış yada mutad olan çalışmanın ölçüsüne oranla bir fazla çalışma zorunlu olursa, işçi bunu yapmaya gücü yeterse ve üzerine almaya reddetme dürüstlük kuralına bir aykırılık ifade ederse, fazla çalışmayı kabul etmek zorundadır.İşçi, bu fazla çalışma için kararlaştırılan ücrete oran kurularak ve özel durumlar gözönüne alınarak takdir edilmesi gereken ek ücreti talep hakkına sahiptir." tatil süreleri ile ilgili olarak BK.nun 334. maddesinde; "İşveren işçiye mutat serbest saatler yada günler vermekle yükümlüdür. İşveren feshi ihbar yapılmasından sonra başka bir iş aranması için işçiye uygun bir zaman vermek zorundadır. Bütün durumlarda, işverenin çıkarlarını olabildiği kadar gözetmek gerekmekdedir." BK.nun 349./II. Maddesinde ise, ihbarla ilgili düzenleme bulunmaktadır. Buna göre, iki haftalık bir ihbar süresi öngörülmüştür. Bu yasal düzenlemeler kapsamında tazminat isteminde bulunulabilmesi için feshin işveren tarafından haksız olarak feshedilmesi, yada işçinin fesihte haklı olması gerektiği anlaşılmalıdır. Somut uyuşmazlık itibariyle Mahkemece, öncelikle davalı tarafından yapılmış bir haksız fesih işlemi bulunup bulunmadığı değerlendirilmeli, feshin işveren tarafından haksız feshedildiğinin tespiti halinde işçinin yukarıda değinilen BK.340/II. Maddesindeki ihbar tazminatı , 329. maddesinde düzenlenen fazla çalışması ispatlandığı taktirde ücretle mütenasip bir miktar kabul edilmeli ve takdiri indirim yapılıp yapılmayacağı da değerlendirilmelidir. Ayrıca 334. maddeye göre Bayram Tatili ve Genel tatiller ile izin hakkı ve 344-345. maddeleri kapsamında davacının diğer tazminat talepleri değerlendirilerek, bu konuda Davacının tüm delilleri ve davalının da karşı delilleri toplandıktan sonra uzman bilirkişiden rapor alınarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde olaya uygulanma imkanı bulunmayan İş kanunu hükümlerine göre yapılan değerlendirmeye dayalı bilirkişi raporu esas alınarak hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma sebebine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklandığı üzere bozma sebebine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan 553,25 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 4.5.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.