MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalıya ait daireyi aylık 40,00 TL kira bedeli ile 25.8.1999 tarihinde kiraladığını, kiralarken 80,00 TL depozito verip ayrıca tanzim ve vade tarihi olmayan 15 adet boş senedi imzalayıp davalıya teminat olarak verdiğini, daireyi 9.10.2005 tarihinde tahliye ettiğini, davalı aleyhine başka bir olaydan dolayı açılan ceza davasında davalı lehine tanıklık yapmadığı için davalının senetleri iade etmediğini ve senetlerin bir tanesini 10.000 dolar olarak doldurup icra takibine koyduğunu, davalının diğer 14 senedi de elinde tuttuğunu, davalıya borcunun bulunmadığını ileri sürerek icra takibinin iptalini, 14 adet senetten dolayıda borçlu olmadığının tesbiti ile senetlerin tarafına iadesine karar verilmesini istemiştir.Davalı, davacıdan kira bedellerini eksik aldığını, taşınmazda hasar oluştuğunu, bunlar için ayrıca dava açacağını, davacının evlenmek için kendisinden 10.000 dolar borç para aldığını ve karşılığında takibe konu senedi verdiğini, dosya pulu aldığı zaman kaybolmasın diye boş senetlerin üzerine yapıştırdığını, kendisinde davaya konu yapılan 14 adet senet bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, boş olarak verilen senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu ispat yükümlülüğünün davacıda olduğu, davalının 14 senet almadığını savunduğu ve davacının kira ilişkisinin teminatı olarak davalıya 14 adet senedi de verdiğini ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalının dairesini kiraladığını ve kiralarken 2012/27753-2012/1387teminat olarak 15 adet imzalı boş senet verdiğini, davalının bu senetlerden bir tanesini doldurarak icraya koyduğunu, senet üzerindeki damga pulunun bedelininde senedin çok önceden verildiğini gösterdiğini, davalının diğer 14 adet boş senedide elinde tuttuğunu ileri sürerek eldeki davayı açmiştir. Davalı ise, kira ilişkisini ve kira bedelinin başlangıçta aylık 40 TL olarak kararlaştırıldığına dair davacı iddiasına karşı koymamış ve hatta kira ilişkisini kabul etmiş, 10.000 dolar borç para karşılığında takibe konu senedi aldığını, elinde başka senet bulunmadığını savunmuştur. Ancak hemen belirtmek gerekir ki, davacının davalı hakkında şikayette bulunması üzerine Cumhuriyet Savcılığınca yapılan soruşturma sırasında davalının evinde davacı tarafından imzalanmış, vade, tanzim tarihi ve miktar kısmı boş olan 14 adet senet bulunmuştur. Öte yandan davalıya ait evde kiracı olarak oturan ve aylık 40 TL kira bedeli ödeyen davacıya, verildiği iddia olunan tarihte çok sayılacak bir miktar olan 10.000 doların davalıca borç olarak verilmiş olmasında hayatı olağan akışına uygun düşmemektedir. Kaldiki, davalını cevap dilekçesinde " ben pul aldığım zaman evimde bulunan boş senetlerin üzerine pullar kaybolmasın diye yapıştırırım, senet doldurmak icap ettiği zaman pullu senetlerden lazım olduğu kadar doldururum" şeklindeki beyanıda hayatın olağan akışına uygun olmadığı gibi, davalının kendisini bağlayan bu beyanıda davacıyı doğrular niteliktedir. Az yukarıda belirtilen tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacının iddiasını ıspatladığının kabulü gerekir. Mahkemece değirilen bu yönler gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 24.1.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.