Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13831 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 5956 - Esas Yıl 2010





Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davacı, davalının vekili olduğunu, aralarında ücret sözleşmesi düzenlendiğini, davalının dava ve icra dosyalanın takip ettiğini, sözleşmesinin davalı tarafından feshedildiğini, sözleşmenin Avukatlık Yasası'na aykırı olduğunu, Avukatlık Yasası ve asgari ücret sözleşmesine göre aylık ücretlerinden şimdilik 10.000,00 YTL istemiş, 25.12.2009 tarihli ıslah dilekçesi ile 33.520,63 TL'nin tahsiline karar verilmesini İstemiştir. Davalı, görev itiraz ve zamanaşımı definde bulunarak, ihtirazi kayıt koymadan kabul ettiği sözleşme gereğince ücretin ödendiğini, bunun dışında talepte bulunamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının davasının kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen sözleşme hizmet-hukuk müşavirliği niteliğinde bir sözleşme olup geçerlidir. Taraflar arasındaki ihtilafın, tarafların serbest iradeleri ile yaptıkları ve geçerli olan bu sözleşmenin hükümlerine göre çözümü gerekir. Sözleşmenin 3. maddesi İle sözleşme süresinin bitiminden 15 gün önce yazılı ihbarla sözleşmeye son verebilecekleri kararlaştırıldığına göre, davalının sözleşme bitim tarihinden önce, 04.12.2008 tarihinde gönderdiği ihtarla sözleşmeyi yenilemeyeceğini bildirmesi, haksız fesih sayılamayacağı gibi, Avukatlık Kanunu'nun 174. maddesi anlamında haksız azilin sonuçlarını doğuran bir fesih de değildir. Olayda bu nedenle Avukatlık Kanunu'nun 174. maddesi hükmünün uygulanması düşünülemez. Ancak feshin haksız olmaması davacının fesih tarihi itibariyle hiçbir ücret isteyemeyecegi anlamına da gelmez. Davacının, sözleşmenin sona erdiği tarih itibariyle, sözleşmenin 3. maddeleri hükmünce ücret istemeye hakkı vardır. Davalı sözleşmeye göre ücretin verildiğini savunmuş, davacı da buna itiraz etmemiştir, ayrıca sözleşme gereğince verilecek ücret dava konusu da edilmemiştir. Öyle olunca davacı sözleşme gereğince sözleşmenin feshine kadar İtirazsız aldığı, verilen ücretin Avukatlık Yasası'na ve asgari ücret tarifesinin altında kaldığından bahisle talepte bulunması MK 2. maddesine aykırı olup, mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma gerektirir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davalı yararına (BOZULMASINA), 25.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.