MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, ... ile arasında 01/02/2008 tarihinde borç yenileme ve erteleme anlaşması imzalandığını, anlaşmada 320.000,00 € bakiye borcunu 31/12/2008 tarihinde ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, borç için kendisine ait ... ilçesi, ... Beldesinde bulunan 3883 nolu parsel üzerindeki A blok 1 ve 2 nolu dükkan üzerine 525.000,00 TL üzerinden 31/12/2008 tarihinde ipotek tesis edildiğini, aynı sözleşmenin 4.maddesinde de ipoteklerin borcu karşılamaması ya da döviz değerinde meydana gelebilecek muhtemel artışlar sebebiyle alacağın artması halinde bu alacağı da karşılamak için 31/12/2008 vade tarihli, 150.000,00 € bedelli bir adet teminat senedi verildiğini, borç ödendiğinde senedin iade edileceğini,.... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/28 D.İş dosyası üzerinden senete istinaden ihtiyati haciz kararı alınıp bu kararın Alanya 3. İcra Müdürlüğünün 2009/461 Sayılı dosyası üzerinden infaz edilip aleyhine takip başlatıldığını, davalının teminat senedini kötü niyetli olarak takibe koyduğunu, ipoteğin paraya çevrilmesinden önce borç ile ipotek bedeli arasında kur farkının doğup doğmayacağının tespit edilmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek, hakkında yürütülen takibin durdurulmasına, hacizlerin kaldırılmasına ve bu senede istinaden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davanın reddini istemiştir.Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.2012/23872-2013/1377Dava, borç yenileme sözleşmesine dayalı olarak teminaten verildiği ileri sürülen senet yönünden borçlu olunmadığının tespiti ve bu seneden dayalı olarak yürütülen takibin iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki 1.2.2008 tarihli "Borç yenileme ve erteleme anlaşması" başlıklı sözleşme ile, davacının davalıya toplam 380.000€ borçlu olduğu, sair surette ödenecek kısmından bakiye 320.000€ luk borcun 31.12.2008 tarihine kadar ödeneceği, bu miktarın teminatı olarak davacının taşınmazı üzerinde ipotek tesis edileceği, ipotekli taşınmazın satışı durumunda satış bedelinin borcu karşılamaması veya kur farkından dolayı satış bedelinin borca yetmemesi ihtimaline binaen 31.12.2008 tarihli 150.000€ bedelli emre yazılı senedin tanzim edilerek davalıya verildiği sabittir. Sözleşme gereği davacının maliki olduğu taşınmazlar üzerinde 300.000€ karşılığı 525.000TL üzerinden ipotek tesis edildiği, bakiye 20.000€ için ise 4.2.2008 tarihli ek sözleşme gereğince iki adet senet verildiği ihtilafsızdır. Davalının, borcun süresinde ödenmemesi üzerine Alanya 1. İcra Müdürlüğünün 2010/633 sayılı dosyası üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığı, kıymet takdirinde ipotekli taşınmazların toplam değerinin 851.700TL olarak tespit edildiği, yabancı uyruklu alacaklının mevzuat gereği yatırması gereken teminatın ikmal edilmemesi üzerine alacaklının takip hakkındaki borçlu itirazının kaldırılması talebinin reddedildiği, buna ek olarak 3. İcra Müdürlüğünün 2009/461 sayılı dosyası üzerinden de 120.000€luk senet yönünden kısmi olarak 120.000TL üzerinden ilamsız takip yapıldığı, davacının bu takip yönünden teminat senedinin henüz geçerlilik şartlarının oluşmadığından bahisle borçlu olmadığının tespitini istediği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Mahkemece, sözleşmede belirlenen ipotek miktarı ile tesis edilen ipotek miktarı arasında 35.000,00 TL'lik bir fark bulunduğu, bu durumda alacaklının alacağını tahsil etmek için ilk önce rehinin paraya çevrilmesi yolunu izleme yükümlülüğünün bulunmadığı, borçlu tahsilde mükerrer olmamak şartıyla ipoteği paraya çevirmek suretiyle takip yapabileceği gibi yine alacağının garantisi için verilen senedide icraya koymak suretiyle borçlu alehine takip yapabileceği, icra dosyaları aracılığı ile tahsil edilen paraların borca yeter miktarda olup olmadığı konusunda ihtilafın doğması halinde yasal süreçle ihtilafın çözümlenebileceği, senedin içeriğinde davacının davalıya 150.000,00 € borcu olduğunun anlaşılmadığı, alacaklının da senetin tamamını icraya koymadığı, kur farkından kaynaklı alacağını tahsil etmek için icra takibi yaptığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Kural olarak kambiyo senetleri illetten mücerret iseler de, verilen senedin 2012/23872-2013/1377teminat senedi olduğu aynı güçteki yazılı delille ispat edilebilir. Taraflar arasındaki sözleşmeden menfi tespit istemine konu senedin, ipoteğin paraya çevrilmesi halinde dahi borcun kaşılanamaması veyahut ödeme anında kur farkı doğması ihtimaline binaen verildiği, bu iki durum gerçekleşmeksizin senedin tahsilinin mümkün olmadığı açıkça anlaşılmaktadır. Davalı, davacının ayrıca senet bedeli kadar borcunun bulunduğunu ileri sürerek senedin teminat olarak verildiği olgusunun tersini yasal delille ispat yolunda savunmada da bulunmadığına göre, davanın kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulmasını gerektirir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.1.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.