MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı Bakanlığın düzenlediği hizmet alımına dair ihaleyi kazandığını ve aralarında hizmet alımı sözleşmeleri düzenlendiğini, edimini sözleşme kapsamında ifa etmesine rağmen davalının sözleşmeye ve 5510 sayılı yasanın 81/1-ı maddesine aykırı olarak 2009 yılı ekim, kasım, aralık ve 2010 yılının tüm aykırı ile 2011 yılı ocak ve şubat ayları hakedişlerinden %5 oranında kesintiler yaptığını ileri sürerek fazlası saklı kalmak üzere 4777 TL'nin hazine desteğinin kesilmesi tarihinden itibaren ticari faiziyle tahsilini istemiş, ıslah dilekçesi ile talebini 5056,68 TL'na çıkarmıştır. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın kabulü ile 5056,68 TL'nin temerrüt tarihi olan 28.11.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bentlerinin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Davacı eldeki davada, hakedişlerinden 2009 yılı ekim, kasım ve aralık ayları, 2010 yılının tüm ayları ve 2011 yılı ocak, şubat aylarında yapılan kesintilerin tahsilini istemiş olup, mahkemece de alınan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm tesis edilmiştir. Ne varki davalı cevap dilekçesinde ve bilirkişi raporuna itirazında 2010 yılı ocak, şubat, mart ve nisan aylarında davacının hakedişlerinden kesinti yapılmadığını, anılan aylarda her ay sözleşme imzalanarak doğrudan temin usulü ile hizmet alımı yapıldığını bildirmiş bulunmaktadır. Alınan bilirkişi ek raporunda da davalının bu itirazını karşılayacak herhangi bir açıklama bulunmamaktadır. Bu itibarla davalının savunmasının yeterince araştırıldığından söz edilemez. Oysaki eksik inceleme ve araştırma ile hüküm tesisi olanaklı değildir. Mahkemece değinilen bu yön gözetilerek, davacının hakedişlerinden 2010 yılı ocak, şubat, mart ve nisan aylarında kesinti yapılıp yapılmadığının tesbiti açısından tarafların delil ve karşı delilleri sorulup alınarak, davalı kurumda bulunan buna ilişkin belgelerde istenerek ve gerekirse bilirkişiden bu hususta yeniden ek rapor alınarak davalının savunmasında bahsi geçen aylara ilişkin olarak davacının hakedişlerinden kesinti yapılıp yapılmadığının tesbit edilerek hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.3-Mahkemece, davalının davacı tarafından yazıldığı iddia edilen 28.11.2012 tarihli yazı ile temerrüde düştüğü kabul edilerek faizin 28.11.2012 tarihinden itibaren başlatılmasına karar verilmiş ise de, davacı tarafından yazılan 28.11.2012 tarihli yazının dosyada bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, yazının temerrüt ihtarı niteliğinde olup olmadığının tesbiti de mümkün değildir. Hal böyle olunca mahkemece, davacı tarafından davalıya yazılan 28.11.2012 tarihli yazının dosyaya intikali sağlanarak, yazının temerrüde düşürme kabiliyetinin olup olmadığı, temerrüdün hangi tarihte başladığının tesbiti için kuruma kayıt tarihinin belirlenerek temerrüt tarihinin tesbit edilmesi, anılan yazının temerrüt olgusunu gerçekleştirmeye yeterli olmaması halinde 4777 TL.'na dava, bakiyesine ise ıslahtan itibaren faiz talep edileceğinin kabulü ile hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekir. Mahkemenin değinilen bu yönü gözardı ederek yazılı şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, temyiz olunan kararın 2. ve 3. bentler uyarınca davalı yararına BOZULMASINA, 28/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.