Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13685 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 1193 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı ... ile Profesyonel Futbolcu sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin devamı sırasında sözleşmeden doğan alacağın ödenmesi amacıyla 11.05.2011 tarihli alacak ihtarnamesi gönderdiklerini, davalı tarafından bu alacağa ilişkin süresinde ödeme yapılmaması nedeniyle 13.06.2011 tarihinde sözleşmeyi feshettiklerini, fesih tarihine kadar 18.000 TL maç başı alacağının bulunduğunu, sözleşmenin feshi nedeniyle 32.000 TL garanti ücret ile 48.000 TL maç başı ücreti alacağından mahrum kaldığını ileri sürerek;18.000 TL maç başı ücreti alacağının temerrüt tarihi olan 11.05.2011 tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile tahsiline, Ayrıca 2011-2012 sezonuna ilişkin mahrum kalınan hakedişleri kapsamında şimdilik 10.000 TL fesih tazminatının dava tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davacı 06.04.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile;bilirkişi raporundaki hesaplamaya göre toplam 46.818,78 TL yükseltmiştir.Davalı, davaya cevap vermemiştir.Mahkemece davanın kabulü ile, 2010-2011 sezonu maç başı ücret alacağı olan 18.750,00-TL ile 2011-2012 sezonu ilişkin mahrum kalınan zararı olarak 27.756,60-TL'nin dava ve ıslah tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Davalının fesih tazminatına ilişkin temyiz itirazları yönünden yapılan inceleme sonucu;Davacı, davalı ile yapılan Profesyonel futbolcu sözleşmesi kapsamında hizmet verdiğini, sözleşmenin devamı sırasında davalının sözleşmede kararlaştırılan hizmet bedelini süresinde ödememesi nedeniyle yapılan ihtara dayalı olarak sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek, fesih nedeniyle mahrum kaldığı garanti ücret ile Maç başı ücreti nedeniyle uğradığı zarar karşılığı tazminatın davalıdan tahsili isteminde bulunmuştur.Davacı, davalı ile yapılan 28.01.2011 tarihli sözleşmeye göre muaccel hale gelen alacaklarının tahsiline dönük olarak .... maddesinde belirlenen usule uyulmak suretiyle davalıya 13.05.2011 tebliğ tarihli alacak ihtarnamesi gönderdiği, bu ihtarnamede tanınan 30 günlük süreye rağmen davalının ödeme yapmaması üzerine davacı tarafından 13.06.2011 tarihli ihtarname ile sözleşmenin feshedildiği anlaşılmakla, bu fesih işleminin sözleşme ve talimat hükümlerine uygun olması itibariyle haklı olduğunun kabulü gerekir.Taraflar arasındaki hukuki ilişki genel hizmet sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, buna ilişkin TBK 408 maddesinde;”İşveren, işgörme ediminin yerine getirilmesini kusuruyla engellerse veya edimi kabulde temerrüde düşerse, işçiye ücretini ödemekle yükümlü olup, işçiden bu edimini daha sonra yerine getirmesini isteyemez. Ancak, işçinin bu engelleme sebebiyle yapmaktan kurtulduğu giderler ile başka bir iş yaparak kazandığı veya kazanmaktan bilerek kaçındığı yararlar ücretinden indirilir.“Aynı yasanın 437. maddesinde “ Haklı fesih sebepleri, taraflardan birinin sözleşmeye uymamasından doğmuşsa o taraf, sebep olduğu zararı, hizmet ilişkisine dayanan bütün haklar göz önünde tutularak, tamamen gidermekle yükümlüdür. Diğer durumlarda hâkim, bütün durum ve koşulları göz önünde tutarak haklı sebeple feshin maddi sonuçlarını serbestçe değerlendirir.” şeklinde yasal düzenlemelere yer verilmiş olup, bu yasal düzenlemeler kapsamında kural olarak, hizmet akdinin tarafı olan işçi sözleşmenin haklı feshi halinde dönem sonuna kadar olan ücretini isteyebilir. Bununla birlikte işçinin sözleşmenin yerine getirilmesinden kurtulması tamamıyla başka bir iş yapmaması sonucunu vermemektedir. Çalışma gücü serbest kalan işçi mesleğine uygun bir iş aramak ve bu yoldaki çabasını ispatlamak zorunda olup, yeni bir iş bulmak yoluna gidecek ve o işten sağlayacağı kazancı, işverenden alacağı ücretten indirecektir. İşçinin bu dönem içerisinde kazanacağı para göz önüne alınarak işveren ile yapılan sözleşmeye konu işi yapmaması nedeniyle tasarruf ettiği giderler de ücretten indirilecektir. Ayrıca işçinin kazanmaktan kasten kaçındığı paralar da mahsup işlemine tabi tutulacak, böylece işçinin zararın artmasına yol açacak davranışları önlenmiş olacaktır. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde; Dava dilekçesinde sözleşmenin haklı nedenle feshine dayalı olarak mahrum kalınan garanti ücret ile maç başı ücretinden kaynaklanan zarar talep edilmiştir.Maç başı ücretleri genel olarak sözleşmelerde kararlaştırıldığı üzere davacı futbolcunun lig maçlarında oynaması veya kadroda yer alması halinde ödenen bir ücret olup, Oynanacak musabakalarda hangi futbolcunun kadroya dahil edileceği ve ilk onbirde yer alacağı, tamamen teknik nedenlere dayalı olarak, futbolcunun yeteneği, beceri ve genel performansına dayalı form durumu, takımdaki diğer futbolcuların performansı ile rakip takımın durumu gibi değişken hususlar değerlendirilmek suretiyle maçlarda futbolcunun oynayıp oynamayacağı hususunda takdir yetkisi tamamen davalı kulübe aittir.Buna göre davacı futbolcunun fesih tarihinden sonra oynanacak maçlarda görevlendirilmesinin kesin olmadığı, dolayısıyla davacı futbolcunun maçlarda oynama şartına bağlı belirsiz alacağa ilişkin maç başı tazminatı talep edemeyeceği anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca mahkemece davacının maç başı ücretine ilişkin fesih tazminat talebi dışında kalan, mahrum kalınan garanti ücret alacağına ilişkin talepleri yönünden yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek sözleşmenin feshi nedeniyle davacının bir zararının bulunup bulunmadığı değerlendirilmek suretiyle, sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeye dayalı olarak hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 30/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.