Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13629 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13802 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)Taraflar arasındaki muarazanın giderilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı vekili, Avukatlık Kanunu ve Bilgi edinme hakkı kapsamında müvekkilinin davalı bankadan kullanmış olduğu kredi nedeniyle bankaya ödemiş olduğu dosya masrafı, kredi ekspertiz ücreti, erken ödeme cezası, ödeme planı değişikliği cezası ve ipotek fek ücreti ile sair masrafların nelerden ibaret olduğu, mahiyeti ve miktarının dava bankadan sorulmasına rağmen davalı bankanın her hangi bir cevap vermeyerek haklı ve yasal taleplerini zımnen reddetmiş olduğunu, bankanın bu hususta bilgi vermek yükümlülüğünün bulunduğunu ileri sürerek yaratılan muarazanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizce; davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı, buna göre davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili; eldeki dava ile müvekkilinin davalı bankadan kredi kullandığını, kendisinden haksız yere kesinti yapıldığını, kesintilere ilişkin belgelerin verilmesi istemiyle davacı vekili olarak davalı bankaya müracaat ettiğini,ancak bankanın bilgi vermediğini ileri sürerek davalı bankanın bilgi vermesinin sağlanması istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece; Davacının davasının reddine, taraf vekilleri yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına karar verilmiştir.Davacı yanın amacı, kredi kullanımı esnasında haksız olarak yapıldığı ileri sürülen kesintinin iadesinin sağlanmasıdır. Bu amaçla başvurulacak hukuki mercilerce öncelikle bankaca yapılan kesinti tutarının belirleneceği göz önüne alındığında davacının isteminin ayrı bir dava şeklinde ileri sürülmesinde hukuki yararı da bulunmamaktadır. Bu nedenle davalının, davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceğinden kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Buna göre karar tarihi itibariyle davalı lehine 750,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. Ne varki yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması usulün 438/7 maddesi gereğidir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle gerekçeli kararın hüküm fıkrasında yer alan “Taraf vekilleri yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,” cümlesinin hükümden çıkartılarak yerine “Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 750,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” söz ve rakamlarının yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan 27,70 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.