Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13504 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 7916 - Esas Yıl 2012





ÖZET: 4077 SAYILI KANUN’UN 10/3. MADDESİYLE; TÜKETİCİ KREDİSİNİN TEMİNATI OLARAK ŞAHSİ TEMİNAT VERİLMESİ HALİNDE, KREDİ VERENİN, ASIL BORÇLUYA BAŞVURMADAN KEFİLDEN BORCUN İFASINI İSTEYEMEYECEĞİ DÜZENLENMİŞTİR. ANCAK BU HÜKÜM, KREDİ VEREN KURULUŞ TARAFINDAN BİR MAL VE HİZMET EDİNMEK AMACIYLA TÜKETİCİ KREDİSİ VERİLMESİNE İLİŞKİN DÜZENLEMELERİ İÇERMEKTEDİR. DAVACI OKUL, SÖZÜ GEÇEN HÜKÜMDEKİ KREDİ VEREN KURULUŞ NİTELİĞİNDE DEĞİLDİR VE DAVALILARIN HERHANGİ BİR BANKADAN KREDİ KULLAN­DIKLARI DOSYA KAPSAMINDAKİ BELGELERDEN DE ANLAŞILAMAMAKTADIR. BUNA GÖRE, OKULA VERİLEN TAAHHÜTNAMEYİ VELİ YANINDA MÜŞTEREK BORÇLU MÜTESELSİL KEFİL OLARAK İMZALAYAN DAVALI HAKKINDAKİ DAVANIN DA KABULÜNE KARAR VERİLMESİ GEREKTİĞİ GÖZETİLMELİDİR.Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.Davacı, davalıların çocuklarının 2007-2008, 2008-2009 eğitim öğretim dönemi eğitim ve yemek ücretinin tam olarak ödenmediğini, tahsili için icra takibinde bulunduğunu, davalı borçlunun takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.Mahkemece davanın Zeynep yönünden kısmen kabulüne, takibin 9.713 TL asıl alacak, 673,14 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.386,14 TL üzerinden takibin devamına, asıl alacak üzerinden %40 oranda icra inkar tazminatının tahsiline, fazla talebin reddine, davalı Mustafa hakkındaki davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun ge­rektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunma­masına göre davalıların tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2- Davacı, davalıların müşterek çocuklarının eğitim öğretim ücretinin eksik ödenmesi üzerine başlattıkları takibe yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar, borcun büyük bir kısmının ödendiğini savunmuşlardır. Dosyanın incelenmesinde; davacıya ait okula davalı Zeynep’in veli sıfatı ile kayıt yaptırdığı, öğrenim bedeline ilişkin taahhütnameyi davalı annenin veli sıfatıyla, davalı babanın müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladıkları, dosyaya sunulan ödeme makbuzları ve faturalardan öğrenim ve yemek bedelinin bir kısmının ödendiği, davacının bunların bir kısmını mahsup ettiği, bir kısmını mahsup etmediği anlaşılmaktadır. Yapılan bilirkişi incelemesi ile davalıların borçlu olduğu kısım belirlenmiştir. Ne var ki mahkemece davalı müşterek borçlu, müteselsil kefil olan davalı Mustafa hakkındaki davanın 4077 sayılı Kanun’un 10/3. maddesi uyarınca asıl borçluya gidilip takip semeresiz kalmadan kefile gidilemeyeceği gerekçesi ile reddedilmiştir. 4077 sayılı Kanun’un (06.03.2003 tarihli ve 4822 sayılı Kanun’un 15. maddesi ile değişik 10/3. maddesi hükmünde, “...Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren, asıl borçluya başvurmadan kefilden borcun ifasını isteyemez.)” şeklinde düzenleme getirilmiştir. Söz konusu madde dü­zenlemesi “Tüketici Kredisi” başlığı ile düzenlenmiş olup, kredi veren kuruluş tarafından bir mal ve hizmet edinmek amacıyla tüketici kredisi verilmesine ilişkin düzenlemeleri içermektedir. Davacı okulun öğrenci kayıt genelgelerinde, okul ücretinin peşin olarak ya da G… Bankası’nda kredili mevduat hesabı açılarak taksitle ödeneceği belirtilmiştir. Dava konusu olayda davalıların dava dışı G… Bankası’ndan ya da başka bir bankadan bu amaçla kredi kullandıkları dosya kapsamındaki belgelerden anlaşılamamaktadır. Dosyadaki ödeme mak­buzları doğrudan okulun düzenlediği faturalar veya davalıların V…bank he­sabından yapılan havalelerden oluşmaktadır. Davacı okul, 4077 sayılı Ka­nun’un 10/3. maddesi hükmündeki kredi veren kuruluş niteliğinde değildir. Buna göre mahkemece, okula verilen taahhütnameyi veli yanında müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzalayan davalı Mustafa hakkındaki davanın da kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik değerlendirme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.S o n u ç: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenle kararın davacı yararına (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 24.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.