Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13454 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21567 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı asil ... ve vekili avkat ... ile davalılar... ve ... vekili avukat ...'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, bel ağrısı şikayetiyle müracaat ettiği davalı doktor tarafından 08.11.2008 tarihinde ameliyat edildiğini, ameliyatı hatalı yapmaları nedeniyle ertesi gün yeniden ameliyata alındığını, yaraları iyileşmeden taburcu edildiğini, davalı doktorun yönlendirmesi ile 3,5 ay fizik tedavi gördükten sonra tekerlekli sandalye ile taburcu olduğunu, akabinde yeniden ameliyata alındığını ve sırtındaki platin maddelerinin çıkarıldığını, o zamandan beri yürüyemez halde olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, yanlış tedavi nedeniyle doğrudan doğruya %65 sakat kalması nedeniyle uğradığı efor kaybı için 1.000,00TL maddi tazminatın olay tarihinden, tedavi amacıyla doğrudan ve dolaylı yollarla harcadığı 10.000,00TL'nin ödeme tarihinden, kalıcı sakatlığı ve halen çektiği açılara bir nebze karşılık olması için 80.000,00TL manevi tazminatın işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasını istemiştir.Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Dava, davalı doktorun hatalı operasyonundan kaynaklı olduğu iddia edilen sakatlıktan dolayı istenilen maddi-manevi tazminata ilişkindir. Taraflar arasındaki ilişki vekalet sözleşmesidir. Vekil, vekalet görevini yerine getirirken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı işlemlerin, eylemlerin ve davranışlarının özenli olmayışından doğan zararlardan sorumludur. O nedenle, vekil konumunda olan doktorların bilim ve teknolojinin getirdiği bütün imkanları kullanmak suretiyle özen borcunu yerine getirmeleri gerekir. Mahkemece, alınan 19.04.2013 tarihli ....İhtisas Kurulu raporu benimsenmek suretiyle, davanın reddine karar verilmiş ise de, alınan rapor incelendiğinde, ...Hastanesi'nin 28.01.2010 tarihli sağlık raporunda davacıda oluştuğu tespit edilen %65 tüm vücut fonksiyon kaybının, davalı doktor tarafından yapılan bu ameliyatlardaki hatalardan kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususuna açıklık getirilmediği görüldüğünden, alınan adli tıp raporunun yetersiz olduğu düşünülmüştür. Bu durumda, mahkemece yapılacak iş, bu konuda rapor düzenlemeye ehil ve donanımlı bir Üniversiteden, aralarında dava konusu hususta uzman, akademik kariyere sahip 3 kişilik bilirkişi kurulundan, yapılan işlemlerin tıp bilimi açısından yeterliliği hususunda, davalılara atfı kabil bir kusur olup olmadığı konusunda, nedenlerini açıklayıcı, taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, davalıların kusurlu olup olmadığının belirlenmesi, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yönler göz ardı edilerek, eksik incelemeye dayanılarak, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan 25.20 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.4.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.