Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12988 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2539 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vekili avukat ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacılar, davalı doktorun doğum sırasında sorun olmasına rağmen sezeryan yapmayıp normal doğumda ısrarcı olmasıyla bebeğin beynine oksijen gitmemesi sonucu bebeğin özürlü olduğunu, buna davalı doktorun sebebiyet verdiğini ileri sürerek maddi ve manevi tazminat istemişlerdir.Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.1-Dava, davalı doktorun ihmali ve yanlış kararı ile doğum sırasında bebeklerinin beynine oksijen gitmemesi sonucu özürlü olmasına sebebiyet verildiği iddiasıyla istenilen maddi-manevi tazminata ilişkindir. Taraflar arasındaki ilişki vekalet sözleşmesidir. Vekil, vekalet görevini yerine getirirken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı işlemlerin, eylemlerin ve davranışlarının özenli olmayışından doğan zararlardan sorumludur. O nedenle, vekil konumunda olan doktorların bilim ve teknolojinin getirdiği bütün imkanları kullanmak suretiyle özen borcunu yerine getirmeleri gerekir.Dosya kapsamı incelendiğinde, davalı doktorun, davaya konu eylemi ile ilgili olarak 6. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2015/600E. sayılı dosyasında yargılandığı anlaşılmıştır. Borçlar Kanununun 53. maddesi gereğince hukuk hakimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değilse de, mahkumiyet ve tespit edilen maddi olgularla bağlı olduğundan, ceza mahkemesinde açılan söz konusu kamu davasının sonucunun, eldeki davayı etkileyecek nitelikte olduğu, davalıların kusurlu olup olmadıklarının tespiti için, söz konusu ceza davasının sonucunun beklenmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Mahkemece ceza davasının sonucu beklenmeden karar verilmiştir. Değinilen bu yön gözetilerek söz konusu ceza davasının kesinleşmesinin, “bekletici sorun” yapılması gerekmekte olup sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.2-Bozma nedenine göre davacıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davacılar yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bent gereğince davacıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 1350,00 TL duruşma avukatlık parasının davalılardan alınarak davacılara ödenmesine, peşin alınan 25,20 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.