MAHKEMESİ :Tüketici MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün taraflar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat ... ile davalı ... vekili avukat ..., diğer davalılar ... ve diğerleri vekili avukat ...'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, ... pilot olarak görev yapmakta iken personelin konaklama yaptığı davalı şirketin işlettiği ... oteline 24.9.2011 tarihinde giriş yaptığını, 25.9.2011 tarihinde saat 17.00'de uçuş için çıkış yapacağında; 40,00 TL.lik iki adet kablolu internet kullanım ücretinin faturaya haksız olarak eklendiğini gördüğünü ve otel görevlileri olan diğer davalılarla aralarında bu hususta tartışma yaşandığını, davalıların haksız olarak görevlilere hakaret ettiği ve alkollü olduğunu bildiren tutanak tutup çalıştığı ...'na gönderdiğini ve akabinde bu nedenle uçuş görevi verilmediğini, mayıs 2012 tarihinde de iş akdinin feshedildiğini ileri sürerek, davalıların haksız isnatları nedeni ile mesleki onurunun zedelendiğini ve gereksiz soruşturmalara maruz kaldığını ileri sürerek 7 aylık uçus kesintisi nedeni ile 77.000 Tl. maddi ve 40.000 TL. Manevi tazminatın olay tarihinden yasal faizi ile ödetilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, 3.000 TL. manevi tazminatın olay tarihinden yasal faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline, maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı şirket tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Davacı, davalı şirket tarafından işletilen otelde 1 gün konakladığını ve çıkış işlemleri sırasında faturaya kullanmadığı kablosuz iternet ücretinin de ilave edildiğini görünce itiraz ettiğini, bu aşamada otel çalışanları diğer davalılar tarafından haksız olarak alkollü olduğu ve çalışanlara hakaret ettiğinden bahisle tutanak tutularak çalıştığı ..'na gönderildiğini ve bu nedenle uçuşlarının iptal edildiğini, onur ve itibarının zedelendiğini ileri sürerek maddi ve manevi tazminat isteği ile eldeki davayı açmıştır. Davalılar, davacının otele yerleştiği gün ile olay günü adisyondan likör tükettiğinin anlaşıldığını bu nedenle tutanaktaki alkol tesbitinin doğru olduğunu, hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, iş akdinin feshi ile olay arasında bir bağlantının bulunmadığını savunmuşlardır. Davalı tarafça tutulan 25.9.2011 tarihli tutanakta; davacının 333 TL.hesabı ödemeyi reddedip hakaret ettiği, kendisinin alkollü olmasından dolayı oda ekstrelerini ödemeyi kabul etmediğinin yazılı olduğu ve ibraz edilen 24.9.2011 tarihli saat 14.29 'daki adisyonda 3 adet nane likörü ile 25.9.2011 tarihli saat 11.51 'deki adisyonda bir adet nane likörünün yazılı olduğu, THY'nın 27.4.2012 tarihli yazısı ile; "....ileri düzeyde dikkat ve konsantirasyon sorunu yaşadığınız tesbit edilmiş, uçuş emniyeti konusunda sakınca yaratabileceği düşünüldüğünden ve savunmanız yeterli görülmediğinden sözleşmenin feshedildiğinin " bildirildiği ve İş mahkemesi'nin 26.2.2014 tarihli ilamı ile işe iadesine karar verildiği, Disiplin kurulunca da konunun ünitesi tarafından değerlendirilmesine karar verildiği, dosyadaki bilgi ve belgelerle tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacı, otelde misafirleri için ikram ettiği likörlerin kendisi içmiş gibi tek taraflı olarak tutanak tutulması ve alkollü olduğuna ilişkin bir doktor raporu da bulunmamasına rağmen, asılsız tutanağın çalıştığı işyerine gönderilmesi ile uçuş verilmemeye başladığını, çalıştığı süre boyunca rutin olarak 6 ayda bir uçuşa elverişlilik raporunun alındığını ve halen de başka bir havayolu şirketinde çalıştığını, davalıların tutumları nedeni ile zarar uğratıldığını ileri sürmüştür. Davacının maddi tazminat talebi açısından değerlendirme yapılırken, uçuş görevlerinin çalıştığı havayolu şirketi tarafından iptal edilmesinde davalılar tarafından tutulan ve işyerine gönderilen tutanağın etkisinin olup olmadığı önem arzetmektedir. Öyle ki, mahkemece uçuş görevlerinin neden iptal edildiğine ilişkin somut bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Davalıların davacının kesin olmayan eylemleri nedeni ile bu şekilde bir tutanak tutma ve bunu çalıştığı işyerine bildirme yükümlülüğü bulunmadığına göre bu hususun araştırılarak maddi tazminat talebi hakkında sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.3-Mahkemece manevi tazminat istemin kısmen kabulüne ve 3.000 TL. nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. 22.6.1966 tarihli 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nda, manevi tazminat tutarını etkileyen özel hal ve şartlar belirtilmiş olup, hakim manevi tazminat miktarını belirlerken Türk Medeni Kanunu’ nun 4. maddesi gereğince hak ve nesafet ilkeleriyle bağlı kalmalı, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, kusurlu eylemin mağdurda uyandırdığı elem ve ızdırabın derecesini, istek sahibinin toplumdaki yerini, kişiliğini, hassasiyet derecesini gözetmelidir. Takdir edilecek manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalı, ne var ki mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanması amaç edinilmediğinden zenginleşme aracı da olmamalıdır. Dava konusu olayın gelişimi ve yukarda belirtilen ilkeler gözetildiğinde, mahkemece de kabul edildiği üzere tutulan tutanakla özel hayatın açığa vurulduğu ve bu nedenle çeşitli soruşturmalar geçirdiği ve itibarının zedelendiği gözetildiğinde, hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğunun kabulü gerekir. O halde yukarda belirtilen ilkeler doğrultusunda takdir edilecek daha fazla bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, mahkemece 3.000.00.TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz eden davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. bentte açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, 1350,00 TL duruşma avukatlık parasının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, aşağıda dökümü yazılı 153,93 TL kalan harcın davalı ....'den alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde davacı ve davalılar ..., ..., ...'a iadesine, 12/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.