Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12947 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7267 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalının vekili olarak Yalova Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/1202 Esas sayılı dosyası ile ortaklığın giderilmesi davası açtığını, aralarında yazılı bir sözleşme yapılmadığını, söz konusu davada 15/05/2012 tarihinde karar verildiğini, davanın zorunlu giderlerini kendisinin karşıladığını, kararı temyiz edeceği sırada davalının temyizden vazgeçtiğini söylediğini ve 09.11.2012 tarihinde haksız olarak vekaletten azledildiğini, vekalet ücretinin ise ödenmediğini, alacağının tahsili için başlatmış olduğu icra takibine de davalı tarafından itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacı ile 1.000,00 TL vekalet ücreti olarak anlaşma yaptıklarını, bu parayı kendisine verdiğini, dava masraflarını kendisinin karşıladığını, davacının talebinin haklı olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Davacı avukat, davalıya vekaleten ortaklığın giderilmesi davasını yürüttüğünü, davalının kendisini haksız olarak azlettiğini ileri sürerek, ödenmeyen vekalet ücretinin tahsili amacıyla eldeki davayı açmıştır. Mahkemece davalı tarafından dosyaya ibraz edilen yazılı belge yazılı delil başlangıcı kabul edilerek tanık beyanlarına ve yazılı belgelere itibar edilerek davacı tarafından ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan belgede avukata verilen paranın vekalet ücretine ilişkin olduğuna dair bir açıklama olmadığı gibi davacıda verilen paranın masraf için alındığını beyan etmiştir. Avukatlık Kanununun 164/4 maddesinde “…Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilâmın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir. Taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesi bulunmadığı çekişmesizdir. Ortaklığın giderilmesi davası ve satış işlemleri değeri para ile ölçülebilen dava ve iş türlerinden değildir. Ortaklığın giderilmesi davası nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince ( hizmetin verildiği tarihteki ) avukatın hak ettiği vekalet ücreti maktu vekalet ücreti olan 900,00 TL.'dir. Ancak davalı savunmasında 1.000,00 TL üzerinden anlaştıklarını ikrar ettiğinden bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.SONUÇ: Yukarda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının ikinci bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bent gereğince kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 11/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.