Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12834 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 18996 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, avukat olduğunu, davalı şirketin 02.09.2009 tarihli vekaletnamesi ile 30.06.2010 tarihine kadar vekilliğini üstlendiğini, davalının talep ve talimatı doğrultusunda vekaletname gereğince tarafına verilen 4 adet toplam 74.911,95 TL miktarlı çeklerin tahsilini teminen ... İcra Müdürlüğü'nün 2009/11240 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığını, takip devam etmekte iken şirkete gönderilen ihtarname ile vekaletname süresinin dolduğunu, şirket adına takibe devam edebilmesi için vekaletnamenin yenilenmesi gerektiğini ihtar ettiğini, davalı şirketin bu ihtara herhangi bir yanıt vermediği gibi vekaletnamesini de yenilemediğini, vekalet ilişkisinin davalı şirket tarafından haklı bir sebebe dayanmaksızın sona erdirildiğini, vekalet ücret alacağı nedeniyle davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptalini ve % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, 30.06.2010 tarihine kadar süreli bir vekalet ilişkisinin bulunduğunu, davacı ile arasında bulunan 01.09.2009 tarihli Avukatlık hizmet sözleşmesi gereğince, davacı avukatın; hizmeti için geçerli olan avukatlık ücretinin tümünü çeklerin keşidecisi olan "..."nden tahsil edileceği konusunda anlaştıklarını, ayrıca Avukatlık ücretinin çeklerin tahsil şartına bağlandığını, tahsilat gerçekleşmediğinden herhangi bir vekalet ücretinin doğmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm,davalı tarafça temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dosyada bulunan ve taraflar arasında düzenlenen 02.09.2009 tarihli vekaletname ile davacı avukatın 30.06.2010 tarihine kadar davalı şirketin vekilliğini üstlendiği anlaşılmaktadır. Vekaletnamenin süresinin bittiği tarihten sonra davalı şirketin vekaletnamenin süresini uzatmadığı da ihtilaf konusu değildir. Mahkemece, davacı avukatın haksız olarak azledildiği, Avukatlık Kanunu’nun 174/2 maddesine göre vekalet ücretinin tamamına hak kazanacağı kabul edilmek ve bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Öncelikle belirtmek gerekir ki, davamıza münhasır olan süreli vekaletnamenin müvekkil tarafından süresinin uzatılmaması veya yenilenmemesi, vekilin azli olarak yorumlanamaz. Vekaletnamenin sona erme şekilleri Borçlar Kanunu’nun 512. vd maddeleri ile Avukatlık Kanunu ve HMK’da açıkça tarif edilmiştir. Bu kanunlardaki hükümlerin birlikte değerlendirilmesinde de açıkça anlaşılacağı gibi, müvekkilin vekaletini devam ettirmesine icbar edilemeyeceğidir. Kaldı ki davacı avukat vekaletname alırken, takip ve dava edeceği işlerin ne kadar sürede sonuçlanıp sonuçlanmayacağını öngörmek, mesleğinin icabı olarak bilmek zorundadır, başka bir deyişle öyle kabul edilmelidir. Hal böyle olunca, davacının sarfettiği emek ve mesaisi,vekaletname süresinin bittiği tarih nazara alınarak, hak ve nesafet kuralları da gözetilmek suretiyle, gerekirse konusunda uzman bilirkişiden yeniden denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemenin açıklanan bu yönleri gözardı ederek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesis etmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan birinci bent gereğince, davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bent gereğince kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 1.350,45 TL harcın istek halinde iadesine, 21.4.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.