Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12808 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 6250 - Esas Yıl 2011





ÖZET: AVUKATLIK KANUNUNUN 165. MADDESİ GEREĞİNCE, TARAFLARIN SULH OLDUKLARI TAZMİNAT MİKTARI ÜZERİNDEN BELİRLENECEK OLAN VEKALET ÜCRETİNİN ANLAŞMA SONUCU TAKİPSİZ BIRAKILAN İŞİN HER İKİ TARAFINDAN MÜTESELSİLEN TAHSİLİNE KARAR VERİLMESİ GEREKLİDİR. YAZILI BİR SULH SÖZLEŞMESİNİN BULUNMAMASI YA DA TARAFLARIN SULH OLDUKLARI MİKTARIN ANLAŞILAMAMASI HALİNDEYSE; ÖNCELİKLE VEKALET ÜCRETİNE KONU OLAN DOSYA İLE AÇILAN TAZMİNAT DAVASINDA, TARAFLARIN SULH OLDUKLARI MİKTARIN TESPİT EDİLMESİ VE TESPİT EDİLECEK BU MİKTAR ÜZERİNDEN BELİRLENECEK VEKALET ÜCRETİNİN DAVALILARDAN MÜTESELSİLEN TAHSİLİNE KARAR VERİLMESİ GEREKTİĞİ GÖZETİLMELİDİR.Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.Davacılar, davalı Tuğba’ya vekaleten 25.06.2009 tarihinde Sivas 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/150 esas sayılı dosyası ile davalılara karşı 75.000,00 TL bedelli tazminat davası açtıklarını, ayrıca Sivas Cumhuriyet Savcılığının 2008/13378 hazırlık sayılı dosyası ile davalı Mustafa hakkında da TCK’nın 89. maddesi gereğince “taksirle yaralamaya sebebiyet vermekten” suç duyurusunda bulunduklarını, açılan dava ve savcılık soruşturması davalı Tuğba lehine ilerlerken adı geçen davalının, davanın karşı tarafı olan diğer davalılarla anlaşarak, 19.10.2009 tarihli azilname ile de kendilerini azlettiğini, vekalet ücretlerini ise ödemediğini, Avukatlık Kanunu hükümlerine göre, her ne surette olursa olsun taraflar arasında anlaşma ile sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde tarafların vekalet ücretinden müteselsilen sorumlu olduklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 7.400,00 TL vekalet ücretinin, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.Davalı Tuğba, davacı avukatların vekaleten takip ettikleri tazminat davasının açılmasından sonra Dr. Mustafa’nın özür dilemesi ve araya hatırlı kişilerin girmesi sonucunda davadan feragat etmek zorunda kaldığını, avukatlık ücretini ödemek istemiş ise de davacıların, dava tamamen kazanılmış gibi %10 üzerinden ücret istediklerini, oysa ki 75.000 TL tazminat almadığı için %10 vekalet ücretini de ödemekle yükümlü olmadığını savunarak, diğer davalılar ise, davanın muhatabının Tuğba olduğunu, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini belirterek, davanın reddini dilemişlerdir.Mahkemece, “Avukatlık Kanununun 165. maddesi gereğince, anlaşma sonucu takipsiz bırakılan işlerde her iki tarafın avukatlık ücretinin ödenmesi konusunda avukata karşı müteselsilen sorumlu oldukları” belirtilerek, davanın kısmen kabulüne, söz konusu davada, davalı Tuğba’nın karşı tarafla anlaşma neticesinde davadan feragat etmesi nedeniyle avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 1600 TL vekalet ücretinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.Dava, vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkin olup, davacıların davalılardan Tuğba’ya vekaleten, Sivas 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/150 esas sayılı dosyası ile diğer davalılara karşı açmış oldukları 75.000,00 TL bedelli tazminat davasında, yargılama devam etmekte iken davanın taraflarının anlaşması üzerine davalı Tuğba’nın 15.10.2009 tarihinde davadan feragat dilekçesi verdiği, 19.10.2009 tarihinde ise davacıları azlettiği, davacıların söz konusu davanın 08.12.2009 tarihli celsesinde bu durumu mahkemeye bildirerek, “vekalet ücreti nedeniyle haklarının saklı tutulmasını” talep ettikleri, aynı celse dosyasının işlemden kaldırıldığı, 12.03.2010 tarihinde de “davanın açılmamış sayılmasına” karar verildiği anlaşılmakta olup, davacılar söz konusu dava nedeniyle vekalet ücretlerinin tahsili istemiyle eldeki davayı açmışlardır.Avukatlık kanununun 165. maddesine göre, sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşma ile sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf, avukatlık ücretinin ödenmesi hususunda avukata karşı müteselsilen sorumlu olup, burada kanundan doğan teselsül hallerinden biri söz konusudur. Müvekkil ve müvekkille sulh anlaşması yapan hasmın müteselsilen sorumlu olacakları vekalet ücretinin, avukatla müvekkil arasında yazılı bir ücret sözleşmesinin bulunması ve sözleşmede sulh halinde ödenecek olan ücretin ayrıca kararlaştırılmış olması halinde, kararlaştırılan bu miktar üzerinden, avukatla müvekkil arasında yazılı bir ücret sözleşmesi bulunmakla birlikte sulh halinde ödenecek olan ücretin ayrıca kararlaştırılmamış olduğu, ya da yazılı bir ücret sözleşmesinin bulunmadığı, veya yazılı sözleşme mevcut olmakla birlikte geçersiz olduğu hallerde ise, sulh olunan miktara göre belirlenmesi gerektiği kabul edilmelidir.Somut olayda davacı avukatların, müvekkilleri davalı Tuğba’ya vekaleten açıp takip etmiş oldukları davada, davanın taraflarının anlaşması üzerine işin takipsiz bırakıldığı ve “davanın açılmamış sayılmasına” karar verildiği sabit olup, olayda Avukatlık Kanunun 165. maddesinin uygulanması gerektiği açıktır. Nitekim mahkemenin kabulü de bu yöndedir. Davacılarla davalı Tuğba arasında imzalanan 23.06.2009 tarihli ücret sözleşmesinde de, “Davanın uzlaşma yoluyla çözülmesi durumunda avukat karşı taraftan alınacak tutarın %10’una avukatlık ücreti olarak hak kazanacaktır.” Hükmü mevcut olup, davalılar tarafından karşı çıkılmayan sözleşmenin bu hükmü ve Avukatlık Kanununun 165. maddesi gereğince, söz konusu davada tarafların sulh oldukları tazminat miktarı üzerinden belirlenecek olan vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesi gereklidir. Ne var ki, olayda yazılı bir sulh sözleşmesi bulunmadığı gibi, tarafların sulh oldukları miktar da, dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. O halde öncelikle vekalet ücretine konu olan Sivas 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/150 esas sayılı dosyası ile açılan tazminat davasında, tarafların sulh oldukları miktar tespit edilerek, tespit edilecek bu miktar üzerinden belirlenecek olan vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerekirken, mahkemece vekalet ücretinden davalıların müteselsilen sorumlu oldukları kabul edilmekle birlikte, davacılara ödenmesi gereken vekalet ücretinin miktarında yanılgıya düşülerek, “davacının anlaşma neticesinde davadan feragat ettiğinden” bahisle ve “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplandığı” belirtilmekle beraber, hangi matrah üzerinden ve hangi tarifeye göre hesaplandığı anlaşılamayan 1.600,00 TL vekalet ücreti üzerinden hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.S o n u ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz edilen hükmün davacılar yararına (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 20.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.