Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12391 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 6327 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı avukat, davalının 18. İş Mahkemesi dosyasında vekilliğini üstlendiğini, mahkeme ilamını icra takibine koyduğunu, edimlerini eksiksiz yerine getirmesine rağmen haksız azledildiğini, avukatlık ücreti alacağının tahsili amacıyla başlattığı icra takibinin davalının itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve inkar tazimanıtan hükmedilmesini istemiştir.Davalı, davacı avukatın talebi doğrultusunda işlem yapmadığını, icra dosyasında yazılan haciz müzekkeresinde alacağın işçi alacağı olduğunu belirtmeyerek kendisini zarara uğrattığını, azlin haklı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dava, avukatlık ücretinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Davacı avukat haksız azledildiğini ileri sürmüş, davalı ise azlin haklı olduğunu savunmuştur. Mahkemece, davacı avukatın 27.08.2010 tarihinde yaptığı ilk talebinde alacağın işçi alacağı olduğunu belirtmemiş olmasına karşılık 23.11.2010 tarihli talebinde bunun işçi alacağı olduğunu belirtmesi ve aradan geçen sürenin kısalığı da gözetildiğinde bunun azil sebebi sayılamayacağı, azlin haksız azil niteliğinde bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki; davacı avukat 23.11.2010 tarihinde alacağın işçi alacağı olduğu ve sıralamada dikkate alınması hususunda...'ye yazı yazılması için icra dairesinden talepte bulunmuş olmakla beraber,...'den gelen 01.06.2012 tarihli yazıda 30.05.2012 tarihli haciz müzekkeresi gereği alacağın işçi alacağı olarak güncellenerek takipli borçlar sıralama tablosunda işlem tesis edildiği belirtilmektedir. Şu halde, davacı avukat her ne kadar bu konuda talepte bulunmuş ise de; talebinin yerine getirilmediği, davacı avukatın, talebine uygun şekilde işlem yapılıp yapılmadığını denetlemeği ve bu konuda gereken özeni göstermediği anlaşılmaktadır. Davacının davalının vekili olarak 18. İş Mahkemesinde görülen dava ile 19. İcra Müdürlüğünün 2010/10849 sayılı dosyayı takip ettiği, dava dışı borçluların...'deki hakedışlerınden davalı-alacaklının borcunun tahsili için İİK’nun 89/1 maddesi uyarınca...'ye gönderdiği haciz ihbarnamesinde alacağın işçi alacağı olduğunu belirtmediği, oysa İİK'nun 140.maddesi delaletiyle 206. maddesi uyarınca işçi alacaklarının, ödenmesi gereken alacakların ilk sırasında yer aldığı, haciz ihbarnamesinde alacağın işçi alacağı olduğunun belirtilmemesinden dolayı diğer alacaklar statüsünde kabul edilerek işlem gördüğü, bu nedenle tahsilatın yapılamadığı ve nihayet ilk talep tarihinin üzerinden yaklaşık 2 sene sonra alacağın işçi alacağı olduğu hususunun...'ye bildirildiği, böylece sadakat ve özen borcunu yerine getirmediği, davacının ihmalinden dolayı azledildiği ortadadır. O halde mahkemece, azlin haklı olduğu kabul edilerek, ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebileceği gözetilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın BOZULMASINA, peşin alınan 86,00 TL harcın istek halinde iadesine, 05/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.