Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12265 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 40663 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Tüketici MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalılardan 3 adet daire satın aldığını, üzerine düşen edimleri yerine getirmesine rağmen davalıların daireleri zamanında teslim etmediklerini, dairelerin taahhüt edilenden küçük yapıldığını ileri sürerek eksiklik ve geç teslim nedeniyle toplam 140.335,89-TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davacının 3 adet bağımsız bölüm satın almış olması nedeniyle Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/e maddesinde belirtilen tüketici tanımına uymadığı gerekçesiyle dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, karar kesinleştiğinde dosyanın görevli nöbetçi ...Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesine göre mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Somut olayda, davacı ile davalılar arasında 3 adet dairenin satımına ilişkin sözleşme bulunup, sadece dairelerin sayısal çokluğu davacıyı kanunda belirtilen tüketici tanımının dışına çıkarmaz. Davacının ticari ve mesleki amaçlarla daire satın aldığına dair dosya kapsamında bir delil de bulunmamaktadır. Hal böyle olunca taraflar arasında 4077 sayılı kanunda belirtilen şekilde bir alım satım ilişkisinin bulunduğunun kabulü gerekir. 4077 sayılı Yasanın 23.maddesinde bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Bu durumda mahkemece işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16.4.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.