Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11984 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 38584 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde kooperatif dışındaki diğer davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacılar, murisleri ...'e ait olan ...1603 parsel no’lu taşınmazın, davalı ... tarafından, 08/10/1990 tarih ve 6 sayılı yönetim kurulu kararıyla murislerinden satın alındığını, ödenmesi gereken satım bedelinin vadelere bağlandığını, davalı Kooperatif ve yönetim kurulunun, sözleşmede belirtilen vadelerde ödenmesi gereken peşinat ve taksitleri ihtara rağmen ödemeyerek temerrüde düştüklerini, murisleri tarafından ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/271 esas ve 2001/248 karar sayılı dosyası üzerinden alacak davası açıldığını, davanın 16/04/2001 tarihinde sonuçlandığını, hükmedilen miktarın ...İcra Müdürlüğünün 2001/8350 esas sayılı takip dosyası ile 2002 yılı Ocak ayında hiçbir ekonomik değeri kalmayacak şekilde tahsil edildiğini, davalıların, aşırı enflasyon, paranın alım gücündeki düşüş gibi tüm diğer faktörleri kendi çıkarları için kullandıklarını, davanın uzamasına ve alacaklarının değerini kaybetmesine neden olduklarını, nitekim davalı ...'nın davalı Kooperatifin başkanı, diğer davalıların ise daha önceki ve şimdiki yönetim kurulu üyesi olduklarını, davalı kooperatif yönetim kurulunun 29/06/2001 tarihli olağan genel kurul toplantısında, kooperatif üzerine kayıtlı ve henüz bedeli ödenmemiş 1803 Parsel sayılı taşınmazın 3. şahıslara satılması için karar alındığını, Koperatif başkanı ... ile, Yönetim Kurulu üyeleri ...’in aynı aileden olduklarını, 20/09/2001 tarihinde aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olan ...'ya taşınmazın satış suretiyle devir ve temlik edildiğini, davalıların birlikte bilinçli olarak yürüttükleri kendi temerrüt ve kusurları nedeniyle zarara uğradıklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 150.000.000.000 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemişler, 9.6.2009 tarihli ıslah dilekçeleri ile de talep miktarını 387.041,35 TL’ye çıkarmışlardır. Davalı ..., davanın öncelikle zamanaşımı, olmadığı takdirde esastan reddini dilemiş, davalı ..., kooperatife 2002 yılında girdiğini, davacılara karşı sorumlu olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiş, diğer davalılar ise davaya cevap vermemişlerdir.Mahkemece, 15.10.2008 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davanın kısmen kabulüne, 387.041,35 TL'nin reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, 387.041,35 TL'nin 150.000,00 TL’lik kısmına dava tarihi olan 04/07/2002 tarihinden itibaren, 237.041,35 TL’lik kısmına ise ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm, Kooperatif dışındaki davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, munzam zarardan kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, davacıların murisleri ...tarafından, davalılardan ... aleyhine, taşınmaz satış sözleşmesi gereğince ödenmeyen bakiye satış bedelinin tahsili istemiyle, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/271 esas 2001/248 karar sayılı dosyası üzerinden 18.10.1993 tarihinde alacak davası açıldığı, 16.4.2001 tarihinde “davanın kısmen kabulüne, 3.302,40 TL’nin tahsiline, asıl alacak miktarına dava tarihinden itibaren reeskont faiz uygulanmasına” karar verildiği, hükmedilen alacak miktarının faiziyle birlikte 7.450,00 TL olarak 5.12.2001 tarihinde tahsil edildiği anlaşılmaktadır. Davacılar iş bu davada, davalıların, aşırı enflasyon, paranın alım gücündeki düşüş gibi faktörleri kendi çıkarları için kullandıklarını, davanın uzamasına ve alacaklarının değerini kaybetmesine neden olduklarını, nitekim davalı ...'nın davalı Kooperatifin başkanı, diğer davalıların ise daha önceki ve şimdiki yönetim kurulu üyesi olduklarını, satış konusu taşınmazın Kooperatif tarafından davalı ...'ya devredildiğini, Kooperatif başkanı olan davalı ... ile, Yönetim Kurulu üyeleri olan davalılar ...’in aynı aileye mensup olduklarını, davalıların el ve işbirliği içinde bilinçli olarak yürüttükleri temerrüt ve kusurları nedeniyle zarara uğradıklarını ileri sürerek tazminat isteminde bulunmuşlardır. Her ne kadar mahkemece, bilirkişi raporunda tespit edilen zarar miktarından davalı Kooperatif ve diğer davalıların davacılara karşı sorumlu olduklarının kabulü ile hüküm kurulmuşsa da, bir kısmının daha önceki, diğer bir kısmının ise şimdiki Kooperatif yönetim kurulu üyeleri oldukları belirtilen Kooperatif dışındaki davalıların, davacıları zarara uğratmak amacıyla hareket edip etmedikleri, davacılara karşı dava konusu munzam zarar nedeniyle sorumlu olup olmadıkları irdelenip, değerlendirilmemiştir. O halde mahkemece öncelikle, Kooperatif dışındaki davalıların davacıya karşı sorumlu olup olmadıkları irdelenip değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.2-Bozma nedenine göre, davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.SONUÇ : 1. bent gereğince, temyiz edilen hükmün, temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince, davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 14.4.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.