Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11949 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5588 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı spor kulübü ile Profesyonel Futbolcu sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre;310.000 Euro aylık ücret, 310.000 Euro garanti ücret ve 21 müsabakada ilk onbirde yeralması nedeniyle 20.000 Euro prim olmak üzere 640.000 Euro alacağının doğduğunu, bu alacağına mahsuben 30.000 Euro ve 30.06.2013 tarihli muaccel olmamış 60.000 Euro bedelli iki ayrı çek verildiğini, bu çek bedelleri haricinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 155.000 Euro alacağının bulunduğunu ileri sürerek;155.000 Euro alacağının 01.05.2013 tarihinden itibaren faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Birleşen dava ile, dava konusu sözleşmeye dayalı alacağı nedeniyle verilen 30.06.2013 tarihli 60.000 Euro bedelli çekin bankaya ibrazı sonucu 59.586, 72 Euro kısmının karşılıksız çıktığını, ..... maddesine göre transfer yasağı kapsamında dava açmak durumunda kalındığını ileri sürerek; 59.586, 72 Euro alacağının 30.06.2013 tarihinden itibaren faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece davanın ıslah edilen miktarlar üzerinden kabulü ile; davacı futbolcunun davalı kulüpten olan toplam net 479.586, 72 EURO tutarındaki alacağın faizi ile tahsiline karar verilmiş, hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-HUMK’nun 388 ve devamı maddeleri gereğince bir davada istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olup, davaların birleştirilmesi durumunda da, asıl ve birleşen davaların birbirinden bağımsız, müstakil davalar olması nedeniyle, hüküm kısmında her bir dava hakkında o davaya ilişkin vekalet ücretleri ve mahkeme masraflarıyla birlikte ayrı ayrı hüküm kurulması zorunludur. Somut olayda mahkemece asıl ve birleşen davalar yönünden HUMK’nun 388 ve devamı maddelerinde belirtildiği şekilde ayrı ayrı hüküm kurulmamış olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.2-Bozma nedenine göre, davacı ve davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde davacı ve davalıya iadesine, 02/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.