... vekili avukat ... ile ... vekili avukat ... aralarındaki dava hakkında 3. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 02/06/2014 gün ve 2012/591-2014/391 sayılı hükmün Dairemizin 05/11/2015 tarih ve 2014/41844-2015/32161 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.K A R A RDavacı, davalının kendisinden 347.300 Euro borç aldığını, bu durumun taraflar arasında düzenlenen adi senetle de davalı tarafından imza altına alındığını, ancak davalının bugüne kadar bu parayı ödemediğini ileri sürerek, 347.300 Euro'nun 3095 SY'nın 4/A maddesinde belirtilen oranda işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı, davacı ile aralarında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, davacının eşi...'ın yurtdışından gönderdiği paraları eşi olan davacıya teslim ettiğini, davacıyla ...in evli olması ve kendisine ait şirketin ortaklarıyla akrabalık bağı bulunduğu için bu ödemelerin Zeynep tarafından yapılmasına rağmen davacıya teslim edildiğini, teslim edilen paraların bir kısmının çek olarak davacıya iade edildiğini, bir kısmıyla davacının taşınmaz satın aldığını, bir kısmıyla da 2006 yılında davacı adına şirket kurularak, bu şirket için kullanıldığını, davacının eşi... tarafından kendisine ait firma hakkında... Asliye Ticaret Mahkemesi dava açıldığını, o davada Z...in taleplerinin bu kez davacı tarafından ileri sürüldüğünü savunarak, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davacının iddiasını ispat için 20.08.2002 tarihli adi yazılı belgeye dayandığı, bu belgede davalının imzası bulunduğundan ve içeriği ikrar edildiğinden davanın kabulünü talep ettiği, davalının ise gönderilen parayı, davacıya gerek çek verilerek, gerek taşınmaz alınarak, gerekse davacı adına şirket kurularak ödendiğini savunduğu, davalının savunmasının bağlantılı bileşik ikrar mahiyetinde olup, davalının gönderilen parayı ve belgedeki imzayı kabul ederek, bunun farklı bir amaç için gönderildiğini ve davacıya çeşitli yollarla ödendiğini savunduğu, ispat yükünün, parayı aldığını ve imzayı kabul eden davalı tarafta olduğu, ancak davanın davanın başından son celseye kadar herhangi bir delil sunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hükmün, davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine yapılan temyiz incelemesi sonucu Dairemizin 2014/41844 Esas, 2015/32161 sayılı bozma ilamı ile davalı yararına bozulmasına karar verilmiş, bu karara karşı davacı tarafça karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.Davacı, eldeki dava ile, davalının kendisinden 347.300 Euro borç aldığını ileri sürerek, imzası davalı tarafından inkar edilmeyen “20.08.2002'de.... Tekidi” başlıklı adi yazılı belgeye dayanmıştır. Davalı ise, davacı ile aralarında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, davacının eşi Zeynep tarafından gönderilen paraların davacıya gerek çek verilerek, gerek taşınmaz alınarak, gerekse davacı adına şirket kurularak ödendiğini savunduğuna göre, davalının bağlantılı bileşik ikrar niteliğinde bulunan savunmasını yasal delillerle ispatlaması gerekir. Dosya kapsamından; ispat yükünü üzerine alan davalının savunmasını yasal delillerle ispatlayamadığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki,... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/471 Esas, 2015/992 Karar sayılı dava dosyasının davacısının..., davalısının ...., dava konusunun davacı... tarafından davalı şirkete malzeme bedeli olarak havale yolu ile gönderilen 445.605,00 Euro'nun tahsili davası olduğu, mahkemece 15.07.2015 tarihinde davanın kabulüne karar verildiği, karar gerekçesinde ise, iş bu dava dosyası ile dava konusu uyuşmazlığın bir ilgisinin olmadığı kanaatine varıldığı, adı geçen dava dosyasının temyiz edilmesi üzerine 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı'nda bulunduğu anlaşılmaktadır.Davaların birleştirilmesi ve ayrılmasına ilişkin hükümler, 6100 sayılı HMK.nun 166. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, amacı usul ekonomisine hizmet etmek ve aynı konuda çelişkili kararlar verilmesini önlemektir... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen ve karara çıkan dava dosyasının temyiz incelemesi için 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı'nda bulunduğu, doğrudan iş bu davanın sonucunu etkiler nitelikte de olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, parayı aldığını ve imzayı kabul ederek, ispat yükünü üzerine alan davalının savunmasını yasal delillerle ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki Dairemizin 05.11.2015 tarih, 2014/41844 Esas, 2015/32161 Karar sayılı ilamında delillerin değerlendirilmesinde düşülen yanılgı sonucu, uyuşmazlığın çözümünün ancak bu iki dosyanın birleştirilerek delillerin değerlendirilmesi neticesinde sağlanabileceği gerekçesi ile hükmün zuhulen bozulmasına karar verilmiş olduğu, davacının yargılamanın uzamasına sebep olabilecek bu ilamın düzeltilmesini istemekte hukuki yararının bulunduğu anlaşılmakla bozma ilamının kaldırılarak hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 05.11.2015 tarih, 2014/41844 Esas, 2015/32161 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılarak hükmün ONANMASINA, 02/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.