Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11935 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 33271 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, Kuzey Girişi Kentsel Dönüşüm Projesi çerçevesinde davalı ... Belediye Başkanlığı ile imzaladığı sözleşme gereği hissesini davalıya devrettiğini, davalının 1. Etap konut adalarında üretilecek konutlardan kur'a ile 80 m2 lik daire vermeyi taahhüt ettiğini, davalının hak sahiplerini sözleşme yapmaya ikna etmek için halka açık toplantılarda, mitinglerde maket tanıtımlarında bodrum, zemin kat ve çatı katlarının kur'aya dahil edilmeyeceğini vaadetmesine rağmen 20-24 Ocak 2012 de gerçekleştirilen kur'a çekiminde kendisine 6. etapta bulunan bahçe katındaki dairenin isabet ettiğini, daireden apartman ortak borusunun geçtiğini, dairenin yakınlarında lögarlar bulunduğunu, dairenin bodrum katta olup, mesken olarak kullanılamayacağını, eserin kabulden kaçınma hakkı verecek nitelikte önemli ayıplar içerdiğini, davalıya 06.08.2013 tarihinde ihtar çekerek düzgün ifa ve kira kaybı talebinde bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, öncelikle 1. etaptan vaadedilen vasıflara uygun aynen ifa ile davalının mahkumiyetine, olmadığı takdirde teslimi gereken dairenin dava tarihindeki değerinin ödenmesi kaydıyla 10.000,00 TL nın müspet zarar tazminatı ile 1.000,00 TL kira kaybının yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, keşif sonucu alınan bilirkişi kurulu raporu esas alınmak suretiyle, dairenin fiziki durum itibariyle gizli ayıplı olduğu, dairenin bu hali ile iskana uygun olmadığı, konutun içinden binaya ait ana hat borularının geçtiği, davalının sözleşme gereği taahhüt ettiği daireyi teslim etmediği, 1. etapta aynen ifa talebine esas konutun kalmaması nedeni ile aynen ifanın mümkün olmadığı, dava tarihi itibariyle 80 m2 dairenin değerinin 120.000,00 TL olarak belirlendiği gerekçesi ile davanın kabulüne, 10.000,00 TL nın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline, davacının kira alacağı talebini atiye bıraktığı gerekçesi ile bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda bağımsız bölümün fiziki durumu itibariyle gizli ayıplı olduğu, Büyükşehir Belediye Meclisinin 10.04.2013 tar,ih ve 623 nolu kararı doğrultusunda hak sahibi konutlarından bahçe katında bulunanların yerine Solfasol tapulama 138-139 parseller ve çevresi etabında yaklaşık 350 yeni konut üretileceği ve bu durumdaki hak sahiplerinin sözleşmelerinin yenileceğini belirtmesi dikkate alındığında, davalının davacıya sözleşme gereğince teslimini taahhüt ettiği nitelikte bir bağımsız bölümü teslim etmediği, teslim edilen konutun ayıplı olduğu ve sözleşmeye uygun olmadığı, sözleşme gereği teslim edilmesi gereken nitelikteki bir konutun dava tarihi itibariyle değerinin 120.000,00 TL olabileceği belirtilmiş ise de; tarafların serbest iradesi ile imzalanan ve özel hukuk hükümlerine tabi olan sözleşme hükümleri tarafları bağlayıcı nitelikte olup, uyuşmazlığın da bu kapsamda çözümlenmesi gerekir. Taraflar arasında imzalanan 14.12.2005 tarihli imarlı arsa ve tesis sözleşmesinin Büyükşehir Belediyesinin Taahhütleri başlıklı maddesinin A bendinde davalı belediyenin hak sahibi adına 1. etap konut adalarında üretilecek 80 m2 lik bir adet daireyi anahtar teslimi vermeyi taahhüt ettiği anlaşılmaktadır. Bir başka deyişle sözleşmede; davalı belediyenin, bodrum kat, bahçe katı ve çatı katlarının kur'aya dahil edilmeyeceğine dair açık bir taahhüdünün bulunmadığı anlaşılmaktadır. Daireden bina tesisat ana borularının geçmesinin projeye aykırı olduğu konusunda bir tespit bulunmadığı gibi, imar mevzuatı kapsamında bir eksiklik ve iskan ruhsatı alınmadığı yönünde bir iddianın da mevcut olmadığı görülmektedir. Hal böyle olunca mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.2-Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 02/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.