Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatı tarafından duruşmalı, davalı avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.Davacı, davalı kardeşi ile birlikte 1/2'şer hisse sahibi bulundukları taşınmazda 1991 yılında lokanta çalıştırmak suretiyle adi ortaklık oluşturduklarını, davalıyla arasında çıkan sorunlar nedeniyle 1995 yılından itibaren işyerine gitmemeye başladığını, davalının elde edilen kârdan payına düşeni vermediğini, işyerinin aylık gelirinin 10.000.000.000 TL olduğunu, işyerinin 2002 yılı Ekim ayı sonunda kapandığını, davalının taşınmazın kira gelirinden de sorumlu olduğunu belirterek kâr payı ve kira alacağı nedeniyle fazlası saklı kalmak üzere 1.000.000.000 TL'nin verilmesi gereken tarihten itibaren işleyecek Merkez Bankası'nın en yüksek faiziyle birlikte tahsilini istemiş, 27.12.2004 tarihli ıslah dilekçesi ile de 150.000.000.000 TL'nin dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece alınan ikinci bilirkişi raporu benimsenmek suretiyle 6.997.313.467 TL asıl alacak ve hakediş tarihinden itibaren işlemiş 12.361.716.979 TL faiz toplamının asıl alacağa dava tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmak suretiyle davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerek-tirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, her iki tarafın aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde; davacı, dava dilekçesinde yönetici ortak konumunda bulunan davalının 1995 yılından bu yana kendisine kâr payı vermediğini ileri sürmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, sadece vergi dairesi kayıtlarından yararlanılarak vergiye esas matrah esas alınarak işyerinin kârının belirlenmesi yoluna gidilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, dosyadaki bilgi ve belgelerden idareci ortak konumunda bulunduğu anlaşılan davalı, ticari defterlerin yetersiz olduğu gerekçesiyle ibraz edemediğini belirtmiş olup, bu durumda adi ortaklığa konu işyerinin aylık net gelirinin belirlenmesi için aynı iş kolunda faaliyet gösteren benzer konumdaki işyerlerinin net gelirlerinin belirlenmesi suretiyle olayın çözümüne ulaşılması zorunludur. Bu itibarla, konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulundan emsal nitelikteki işyerlerinin aylık net gelirinin ne olabileceği ve dolayısıyla dava konusu işyerinin aylık net geliri ve bu bağlamda davacının 1/2 payına isabet eden kâr payının miktarını belirleyen taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmalı ve hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Mahkemenin değinilen bu yönü gözardı ederek yazılı şekilde hüküm kurmuş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.3- Davalının temyiz itirazlarının incelenmesinde; davacı ile davalı arasında var olduğu mahkeme kararıyla belirlenen adi ortaklığa konu lokantanın 2002 yılı Ekim ayı sonunda kapatıldığı taraflar arasında ihtilafsızdır. Davacı kendisine verilmesi gereken kâr payına hakediliş tarihinden itibaren faiz uygulanmasını talep etmişse de, gerek adi ortaklığın Ekim 2002 yılı sonuna kadar devam ediyor olması ve gerekse davacının dava tarihinden önce davalıyı BK'nın 101. maddesi anlamında temerrüde düşürmemesi nedeniyle davacı ancak dava ve ıslah tarihlerinden itibaren faiz talep etme hakkına sahiptir. Mahkemece değinilen bu yön gözetilerek, davacının alacağının var olduğunun belirlenmesi halinde ilk 1.000.000.000 TLlik kısmına dava tarihinden, bakiye alacak var ise bakiye alacak kısmına da 27.12.2004 ıslah tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.Sonuç: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacının ve davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, temyiz olunan kararın (2) numaralı bent uyarınca davacı, (3) numaralı bent uyarınca da davalı yararına (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde taraflara iadesine, 18.09.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.