Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11825 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 24809 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalıya ait arsa üzerinde bir prefabrik kurulduğunu ve burada Spor Kafeterya isimli işyerinin işletilmeye başlandığını, kendisinin burayı kiraladığını ve kafe olarak çalıştırdığını, davalının sonuçta arsasını alarak inşaata verdiğini, şu anda inşattın bitme durumunda olduğunu, ayrıca davalının Belediyeden tebliğ edilen yıkım kararından davacıyı haberdar etmediğini ve herhangi bir problem yokmuş gibi kira almaya ve kira için takibe devam ettiğini, vekili vasıtasıyla biraraya gelerek sözleşme imzaladıklarını ve bu sözleşmeye göre, davalının tahliye taahhüdü alınca 12.000,00.-TL kendisine çıkma parası ve masraf parası vereceğine dair imzalı taahhüdünün de bulunduğunu, ancak taahhüdü veren ve feragat protokolünü imzalayan davalının bir süre sonra İcra Hukuk Mahkemesinden aldığı ilamları takibe koyduğunu,ve 12.000,00 TL yi de ödemediğini, feragat belgesinin imzalandığı tarih olan 20/04/2004 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 12.000,00.-TL maddi, 10.000,00.-TL manevi tazminatın daval??dan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece,davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 12.000.TL maddi tazminatın 20.04.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,5.000.TL manevi tazminatın 20.04.2004 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2- davacı, davalıya ait arsayı üzerindeki kafeteryayı işletmek amacıyla kiraladığını, davalının arsaya inşaat yaptırdığını ve bu konuda kendisini bilgilendirmediğini, hakkında icra takipleri yaptığını ve sonunda aralarında 2004 tarihli belgenin imzalandığını, bu belgeye göre davalının tahliye şartına karşılık tüm icra takiplerinden feragat edip bir de tahliye masraflarına karşılık kendisine 12.000,00 TL ödemeyi taahhüt ettiğini, kendisinin taşınmazı tahliye ettiğini ancak davalının edimlerini yerine getirmediğini beyanla 12.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini istemiş, davalı ise aralarında imzalanan belgenin diğer şartlarının gerçekleşmediğini savunmuştur. Mahkemece, davanın hem maddi hemde manevi tazminat yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş ise de 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 58.maddesi (eski Borçlar Kanunu 49.md) hükmü uyarınca, manevi tazminata hükmedilebilmesi için, şahsiyet hakkının hukuka aykırı bir şekilde zarara uğraması gerekir. Kişilik haklarının zarar görmediği hallerde, eylem hukuka aykırı olsa dahi manevi tazminata hükmedilmesi olanaklı değildir. Somut olayda davacının kişilik haklarının zarar gördüğü kabul edilemez. Mahkemece olayda manevi tazminat koşullarının bulunmadığı dikkate alınarak manevi tazminat isteminin bütünüyle reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.SONUÇ: Birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz eden davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 290,35 TL harcın istek halinde iadesine, 13/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.