Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1176 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 24405 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Tüketici MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ile ihbar olunan avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı TOKİ'nin, dava dışı müteahhit ...' ne inşa ettireceği “... ... Toplu Konut Projesi”' den ... sitesi ... ada ... nolu parselde ... blok ... nolu daireyi 13.7.2006 tarihli sözleşme ile satın aldığını, 8.9.2008 tarihinde teslim edildiğini, reklam, tanıtım ve broşürlerde yüksek inşaat kalitesi vaadinde bulunulduğunu ancak teslimden sonra gerek kendi konutu gerekse blok ve site ortak yerleri ile ilgili ayıp ve eksiklikler bulunduğununun ortaya çıktığını ve bu hususta davalılara ihbarlarda bulunulduğunu ileri sürerek eksik ve ayıplı işlerden dolayı ortaya çıkan bedel farkının (semen tenzili) tespit edilerek fazla hakları saklı kalarak 10.000 TL.nin sözleşme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah ile talebini artırmıştır. Davalı, davacının dairesini ...'e devir ettiğini bu nedenle dava açma hakkının bulunmadığını, tam ve eksiksiz olarak dairesinin teslim edildiğini, ayıp ve eksik bulunmadığını, kaldı ki ayıp ihbar mükellefiyetinin de süresinde yerine getirilmediğini savunarak davanın reddini dilemiş, davalı yanında fer'i müdahil olan ... AŞ. da davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, açık ayıplar yönünden süresinde ihbar yapılmadığından reddine, eksik ifa ve gizli ayıp bedeli olarak 10.000 TL.nin dava ,10.770 TL.nin ıslah tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı, davalı ve fer'i müdahil tarafından temyiz edilmiştir.1-Dava, satış esnasında sunulan katalog, proje ve tanıtımlarda belirtilen ancak bunlara uygun olarak yapılmayan veya eksik yapılan işler nedeni ile davacının satın aldığı dairede oluşan değer kaybının ödetilmesi istemine ilişkindir.Davacı ... ile davalı Toki Başkanlığı arasında 17.7.2006 tarihinde satış sözleşmesinin yapıldığı, 8.9.2008 tarihli teslim tutanağının da davacı ... tarafından imzalandığı, davacının 9.8.2011 tarihli devir tutanağı ile dava konusu daireyi ...'e devir ettiği, 12.8.2011 tarihinde de tapunun ...'e devrinin yapıldığı, eldeki davanın da 26.2.2013 tarihinde açıldığı tüm dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır. Davacı ... tarafından 19.4.2013 tarihli dilekçe ile devralan ...'in davacı olarak değiştirilmesine karar verilmesini talep ettiği ancak karar tarihine kadar ... tarafından davanın takip edilmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece, karar başlığında davacı ismi olarak hem ... hem de ...'in ismine yer verildiği halde, gerekçe ve hükümde "davacıya verilmesine" denilerek hangi davacının davada taraf olduğu , hangisi hakkında hüküm verildiği anlaşılamamaktadır. HMK’nun 297 ve devamı maddeleri gereğince bir davada istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Mahkemece, davada davacı olarak kimin kabul edildiği ve hangisi hakkında hüküm kurulduğu , hangisinin davada dava ehliyetinin bulunduğu hususları da gözetilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir .2-Bozma nedenlerine göre, tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın BOZULMASINA 2. bent gereğince tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 355,00 TL harcın davalı-Toki ile ihbar olunan ...'a iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 02/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.