Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11633 - Karar Yıl 2005 / Esas No : 7253 - Esas Yıl 2005
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu düşünüldü.Davacı, davalıdan kalorifer yakıtı aldıklarım, alınan yakıt bedelini ödediğini, teminat olarak davalıya verilen senedin icra takibine konulduğunu ileri sürerek Borçlu olmadığının tespitini istemiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, icra takibinin icra hukuk mahkemesince, İcra takibinde borçlu olan yönetim kumlunun hükmü şahsiyeti olmadığından iptaline karar verildiğinden bahis ile davanın reddine karar verilmiş; Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı site yönetimi, sitenin yakıt ihtiyacı karşılığı davalı şirketten aldıkları akaryakıt bedeline karşı teminat olarak bono verdiklerini, aldıkları akaryakıt bedelini tamamen ödedikleri halde, bononun kendilerine iade edilmediği gibi, icra takibine de geçildiğini bildirerek 5.6.2001 vadeli 1.500.000.000. TL bedelli senet nedeni İle borçlu olmadıklarının tespiti talebi ile bu davayı açmıştır. Taraflar arasında sitenin ihtiyacı için aldığı akaryakıttan dolayı satım ilişkisi bulunduğu çekişmesizdir. Sitenin yakıt ihtiyacını karşılamak üzere davalı şirkette, sitedeki bağımsız bölüm malikleri yararına, fakat kendi adına alım satım sözleşmesi yapan ve taahhüt altına giren site yönetiminin, genel gider ve yönetimle ilgili olarak açılan alacak davasında sitedeki bağımsız bölüm maliklerini yasadan doğan temsil etme yetkisi bulunduğunu, toplumun değişen ve gelişen ihtiyaçları karşısında kabul etmek gerekir. Öyle olunca bu gibi işlemlerden dolayı, site yönetimi dava açabileceği gibi aleyhine de dava açabilir. Yargıtay'ın ötedenberi (H.G.K. 1988/13-436-1989/611 sayılı 22.11.1989 tarihli ve 1992/13-643-1992/479 sayılı 23.12.1992 tarihli ilamlarında olduğu gibi) uygulanması da bu doğrultudadır. Olayımızda da taraflar arasındaki satım ilişkisi nedeniyle davalıya verilen senetlerden dolayı davacı borçlu olmadığının tespitini istediğine göre, dava açma ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerekir. Mahkemece işin esasına girilip, taraf delilleri sorulup toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Sonuç: Davacı tarafça temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle davacı lehine (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 6.7.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.