MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalının avukatı olarak, 21.01.2008 tarihli vekaletname gereğince; Ankara 13. İş Mahkemesi’nin 2008/81 Esas sayılı dosyası ile işe iade davası açtığını, dava sonucunda davalı lehine verilen kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından onanarak 29.11.2010 tarihinde kesinleştiğini, akabinde dava dışı işverene 11.02.2011 tarihli ihtarname keşide edilerek davalının işe iadesi talebinde bulunulduğunu, bununla birlikte dava dışı şirketin davalıyı işe iade etmeyip, bunun yerine 24.728,68 TL işe iade edilmeme tazminatını hesaba gönderdiğini, söz konusu dava için davalı ile aralarında 22.01.2008 tarihli avukatlık ücret sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşme ile kararlaştırılan 10.000,00 TL ücretin tamamının kendisine ödenmediğini, davalı ile görüşmesi sonucu dava dışı işveren tarafından gönderilen tazminat miktarından sadece 3.709,30 TL kesilerek; kalan kısmı daha sonra ödeyeceğini belirtmesi nedeni ile bakiye 21.020,00 TL’nin 14.03.2011 tarihinde, davalının hesabına gönderildiğini; bu davadan ayrı yine davalıya vekaleten Ankara 9. İş Mahkemesi’nin 2008/42 Esas sayılı dosyası ile fazla mesai ücreti alacağı davası açıldığını, söz konusu iş için de avukatlık ücret sözleşmesi imzalandığını ve 10.000,00 TL avukatlık ücreti belirlendiğini, davanın kısmen kabul ile sonuçlanarak temyizen kesinleştiğini, bunun üzerine, kararın Ankara 7. İcra Müdürlüğü’nün 2011/505 Esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, takip sonucunda icra dosyasına yatırılan 57.977,44 TL’den bir kısım harçlar düşüldükten sonra kalan 53.577,04 TL’nin tarafınca tahsil edildiğini, davalının acil ihtiyacı olması nedeni ile söz konusu miktardan 38.000,00 TL’nin davalıya ödendiğini, 06.02.2012 tarihinde ise davalı tarafından azledildiğini, bununla birlikte sözleşmeye göre kararlaştırılan 10.000,00 TL’nin faizi, mahkeme tarafından hükmedilen karşı yan vekalet ücreti, karşı yan vekalet ücretinin işlemiş faizi, karşı yan icra vekalet ücreti ve masrafların kendisine ödenmediğini ileri sürerek; ıslahen 10.628,26 TL avukatlık ücret alacağı ve 349,80 TL masraf alacağının faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı davanın reddini dilemiştir.Mahkemece davanın kısmen kabulüne, 9.707,57 TL vekalet ücreti ile 349,80 TL yargı gideri olmak üzere toplam 10.057,37 TL’nin davalıdan tahsiline, asıl alacak olan 10.040,42 TL’ye dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki 2. ve 3. bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2- Dava, ödenmeyen vekalet ücreti alacağının tahsili talebine ilişkindir. Davalı iş akdininin feshi nedeni ile davacı avukata başvurduğunu, dava masrafı olarak davalıya 250,00 TL, 850,00 TL ve 110,00 TL ödediğini, bunun dışında avukatlık ücreti konusunda bir görüşme yapmadıklarını, sonrasında bazı belgeler imzaladığını ancak içeriklerini bilmediğini, davanın sonuçlanmasından sonra işe iade davası nedeni ile yürütülen vekillik hizmeti için işe iade edilmeme tazminatının %15’inin, fazla mesai ücreti alacağı nedeni ile yürütülen vekillik hizmeti için ise fazla mesai alacağı miktarının %10’unun avukatlık ücreti olarak kararlaştırıldığını, toplamda 24.072,54 TL ödediğini, avukatın talep ettiği miktarın toplam alacak tutarının %59,75’ine tekabül ettiğini, talebin haksız olduğunu, 06.02.2012 tarihinde davacıyı azlettiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece taraflarca imzalanan ve imzası inkar edilmeyen avukatlık ücret sözleşmesinin geçerli olduğu, davacının vekalet sözleşmesinden kaynaklanan edimlerini yerine getirdiği, bilirkişice hesaplanan 10.690,62 TL vekalet ücretinin kural olarak doğru olduğu; ancak bu hesap içerisinde geçen Ankara 13. İş Mahkemesi’nin 2008/81 Esas sayılı dosyasında karşı taraf vekalet ücreti olarak hükme bağlanan 1.000,00 TL’nin talep konusu olmadığı, bu miktarın çıkarılmasından sonra kalan 9.690,62 TL vekalet ücreti, temerrüt tarihinden dava tarihine kadar işleyen 16,95 TL faiz olmak üzere toplam 9.707,57 TL vekalet ücreti ile 349,80 TL yargı giderinin talep edilebileceği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; Mahkemece yargılama sırasında alınan 17.01.2014 havale tarihli bilirkişi ve 08.08.2014 havale tarihli ek bilirkişi raporları incelendiğinde; davacının işe iade davası nedeni ile talep edebileceği akdi vekalet ücretinin 10.000,00 TL; fazla mesai ücreti alacağı davası nedeni ile talep edebileceği vekalet ücretinin ise; 10.000,00 TL akdi, 3.118,00 TL karşı yan vekalet ücreti, karşı yan vekalet ücretinin 19.01.2012 tahsil tarihine kadar işlemiş yasal faizi olan 731,95 TL ve söz konusu ilamın icraya konulması nedeni ile 5.127,01 TL icra vekalet ücreti olduğunun; toplam tutardan davacının tahsil ettiği miktar çıkarıldıktan sonra kalan miktarın 10.690,62 TL ettiğinin, talep edilen masraflar yönünden ise; davacının her iki dava için yaptığı masraflar toplamının 1.309,80 TL olduğunun, davalı tarafından belgeleri sunulan ve avans olarak verildiği anlaşılan 110,00 TL ve 850,00 TL masraf toplamı olan 960,00 TL’nin mahsubundan sonra davacının isteyebileceği masraf miktarının 349,80 TL ettiğinin, davalının verdiğini iddia ettiği 250,00 TL masrafın ise belgeli olmaması nedeni ile hesaba katılmadığının rapor edildiği, Mahkemenin ise söz konusu raporu hükme esas alarak karar verdiği anlaşılmış ise de; Avukatlık Kanununun 173.maddesi; “Sözleşmede aksine bir hüküm yoksa, kararlaştırılan avukatlık ücreti yalnızca avukatın üzerine almış olduğu işin karşılığı olup, mukabil dava, bağlantı ve ilişki bulunsa bile başka dava ve icra kovuşturmaları veya her türlü hukuki yardımlar ayrı ücrete tabidir. Avukata tevdi edilen işin yapılması veya yapıldıktan sonra sonucunun alınması için gerekli bütün vergi, resim, harç ve giderler iş sahibinin sorumluluğu altında olup, avukat tarafından ilk istekte avukata veya gerektiği yere ödenir. Bu harcamaların avukat tarafından yapılabilmesi için, yeteri kadar avansın iş sahibi tarafından verilmiş olması gerekir. Avukatın iş için yapacağı yolculuk masrafları ve bulunduğu yerden ayrılma tazminatı, anlaşma gereğince iş sahibi tarafından ayrıca ödenir. Bu giderler peşin olarak ödenmedikçe avukat yolculuğa zorlanamaz. Bu hükmün aksine sözleşme yapılabilir” hükmünü içermektedir. Buna göre, davacı avukatın davalı müvekkili için yaptığı dosya masraflarının davalı müvekkilinden aldığı avans ile yaptığı hususu karine teşkil etmektedir. Davalının cevap dilekçesinde; davacının talep ettiği masraflar yönünden işe iade davası için 250,00 TL masraf, fazla mesai ücreti alacağı davası için ise 850,00 TL ve 110,00 TL temyiz masrafı verdiğine ilişkin beyanı ve yukarıda sözü edilen hüküm birlikte değerlendirildiğinde; 250,00 TL masrafın da davalı tarafından yapılmış olduğu gözetilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, 250,00 TL masrafın belgeli olmadığı gerekçesi ile hesaba dahil edilmediğini rapor eden bilirkişi raporu hükme esas alınarak 349,80 TL masrafın davalıdan tahsiline karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 3-Yine her ne kadar hükme esas alınan bilirkişi raporunda Ankara 9. İş Mahkemesi’nin 2008/42 Esas sayılı dosyası ile hükmedilen 3.118,00 TL karşı yan vekalet ücretinin tahsil tarihine kadar işlemiş yasal faiz tutarı 731,95 TL olarak belirlenmiş ve davacının hak ettiği avukatlık ücret miktarına söz konusu tutar da dahil edilmiş ise de; Borçlar Kanunun 101/1 (6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 117.) maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu ancak alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Muaccel hale gelmiş bir borçtan dolayı alacaklının herhangi bir ihtarı yok ise anılan yasa maddesi uyarınca faize ancak dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekir. Dava konusu olayda ise, davacı, Ankara 7. İcra Müdürlüğü’nün 2011/505 Esas sayılı dosyasında tahsil tarihi olarak belirtilen 19.01.2012 tarihine kadar ihtarname çekerek davalıyı temerrüde düşürdüğünü iddia ve ispat etmemiştir. Bu itibarla davacının karşı yan vekalet ücreti yönünden 731,95 TL işlemiş faizi talep etmesine olanak yoktur. Mahkemece, değinilen bu yön gözardı edilmek suretiyle; davacının talep edebileceği alacak tutarına 731,95 TL karşı yan vekalet ücreti işlemiş faizinin de dahil edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının 2. ve 3. bentler dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 26.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.