Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11284 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 43436 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.K A R A RDavacı, davalı spor kulübü ile Profesyonel Futbolcu sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre doğan alacağının ödenmemesi nedeniyle yapılan ödeme ihtarına rağmen ödeme yapılmaması nedeniyle sözleşmeyi haklı olarak feshettiğini, fesih nedeniyle mahrum kaldığı 55.000 TL peşinat ödemesi ile 70.120 TL maç başı ücretinden doğan zararı nedeniyle 41.800 TL fesih tazminatının fesih tarihi olan 11.07.2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.Birleşen dava ile davacı, davalı spor kulübü ile Profesyonel Futbolcu sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre 2010-2011 sezonuna ilişkin 65.625 TL maç başı ücreti alacağının doğduğunu,bu alacağın 35.000 TL kısmının ödenmemesi üzerine davalı aleyhine icra takibi yaptığını itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek; icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı, sözleşmedeki ücretlerin brüt ücret olmakla net ücretin belirlenmesi gerektiğini, davacıya bu sözleşme kapsamında 79.000 TL ödeme yapıldığını, fesih tazminatına ilişkin olarak davacının fesih sonrası bir başka spor kulübü ile daha düşük ücretle sözleşme imzalamasının futbolcunun performansından kaynaklandığını ve kendilerine bir kusur yüklenemeyeceğini savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece asıl davanın kabulü ile, 41.800,00 TL alacağın 11/07/2011 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Birleşen davanın kısmen kabulü ile, 30.043,075 TL asıl alacak 111,12 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 30.154,87 TL üzerinden itirazın ipteli ile icra takibinin devamına,icra inkar tazminatı talebinin ise reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.İ.İ.K.nun 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötü niyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tesbit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yanda alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki sözleşmeye göre borçlu yalnız başına ne kadar maç başı ücreti borcu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunması nedeniyle birleşen dava yönünden alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece, davacının bu istemi hakkında kabul kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde icra inkar tazminatı talebinin reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme kararının hüküm fıkrasının 2-c bendinde yer alan, “Tarafların icra inkar tazminat taleplerinin REDDİNE,” cümlesinin hükümden çıkartılarak yerine aynen “Davacı lehine birleşen davada hüküm altına alınan asıl alacak üzerinden % 40 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,” cümlesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 25/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.