Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10958 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7356 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :Tüketici MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.K A R A RDavacı, davalı bankadan konut kredisi kullandığını, faizlerin düşmesi üzerine yapılandırdığını, kredi kullanımı ve yapılandırma sırasında kendisinden haksız kesintiler yapıldığını ileri sürerek 3.654,89 TL'nin kesinti tarihlerinden işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının davalı bankadan 26/02/2010 tarihinde kullandığı 81,222,00 TL'lik ve aynı tarihli 2.375,00 TL'lik krediler sebebiyle tahsil edilen ve dava edilen 3.654,99 TL ücretten 01/03/2010 tarihinde davacı hesabına iade edilen 2.404,99 TL düşüldüğünde kalan 1.250,00 TL ücretin kesinti tarihi olan 26/02/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin 2.404,99 TL bakımından davanın kısmen reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir2-Dava, konut kredisi sözleşmesi nedeniyle davacıdan haksız olarak alınan masrafların tahsili istemine ilişkin olup, davada fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak suretiyle 3.654,89 TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsili talep edilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117. maddesi gereğince muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Dava konusu olayda davacının, davalıyı dava tarihinden önce temerrüde düşürdüğü ispat edilemediğine göre, mahkemece hükmedilen alacak miktarının, dava dilekçesi ile talep edilen miktarına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, açıklanan husus göz ardı edilerek, tüm alacak miktarına kesinti tarihinden itibaren faiz yürütülmüş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki; yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HMUK’un 438/7 maddesi gereğidir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle hükmün 1. fıkrasının 4. Cümlesindeki'' kesinti tarihi olan 26/02/2010'' tarih ve sözcüklerin hükümden çıkarılarak yerine “dava tarihi olan 31/10/2014" tarih ve sözcüklerin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan 21,33 TL harcın istek halinde davalıya iadesine, 19/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.