Taraflar arasındaki devre tatil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.Davacılar, davalı ile aralarında düzenlenen sözleşme ile devretatil hakkı satın aldıklarını, davalının sözleşmeye, hakkaniyete ve borçlar kanununa aykırı olarak, yüksek miktarda ve yabancı para cinsinden işletme aidat bedeli olarak 2004 yılı için 660 Euro belirleyip istediğini bildirip, yüksek olan işletme aidat bedelinin düşürülmesini istemiştir.Davalı, davacıların iddiasının doğru olmadığını bildirip, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 2004 yılı aidatının 151 Euro olarak tespitine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. Dava, davalı şirket tarafından yabancı para birimi ile belirlenip istenen işletme aidat bedelinin, yasaya, sözleşmeye ve hakkaniyet ilkelerine aykırı ve yüksek olarak belirlendiği iddiası ile açılmıştır.Taraflar arasında düzenlenen (davacılar, M..... ve F……. ile 28.1996 tarihli, Mora ve Rekbeka ile 25.2.1995 tarihli) 40 yıl süreli sözleşmenin "Kullanım yönetmeliği" başlıklı kısmındaki 15. maddesi ile "Devre tatil hakkı sahiplerinden hiçbiri ortak yer ve mekanlar üzerindeki kullanma hakkından vazgeçmek ,kendi bağımsız bölümünün durumu veya subjektif nedenleri gerekçe göstererek bunlardan faydalanmaya lüzum ve ihtiyaç bulunmadığını ileri sürmek suretiyle buna ilişkin gider ve avans payını ödemekten kaçınamaz", 20. maddesi " işletmeci yönetim ücretini bu yönetmeliğin 27.maddesine göre saptayacaktır." , 27. maddesine göre "Büyük onarım süresi içinde bağımsız bölüm tümü ile kontrol edilerek onarım ve tadilat yapılır, yıpranma süresini dolduran eşya yenisi ile değiştirilir, eksiklikler tamamlanır. Devretatile konu bağımsız bölümün sözleşmeye ekli listedeki teferruat ve mütemmim cüz niteliğindeki eşyası yıpranma süresi öncesi kullanılmaz duruma düşerse, işletmeci tarafından eşdeğer yenisi ile değiştirilir. Bu konuda doğan masraf iştirak payına eklenir.", 27. maddesi, işletme giderlerine iştirak başlıklı olup, "işletme aidatının saptanması. Devretatil sahipleri Naturhavsların ve naturland içindeki ortak bölgelerin tüm altyapı ve çevre tesislerinin tamir, bakım, yenileme ve düzenleme masrafları ile kalite artırıcı ve kullanıma yeni menkul değerler katıcı giderlere katılmakla yükümlüdürler. Bu konulara ait giderler işletmeci tarafından tesbit edilerek; devretatil sahiplerine kullandıkları Naturhavs büyüklüğü ile devre zamanı dikkate alınarak paylaştırılır. Diğer yönden tüm işletme ve yönetim giderleri aynı yöntemle tespit edilir ve paylaştırılır. Naturland işletmecisi çağdaş üstün kaliteyi ve yaşam standartlarını sürekli hedef almayı ve tüketicisini bu ilkeler çerçevesinde en üst düzeyde korumak niyetiyle işletme sistemini sürekli geliştirir. Bu anlamda yapılacak modernizasyon giderleri işletme gideridir ve paylaştırılır. Birinci ve ikinci parağrafta tesbit edilip bütçelenen giderler o yılın ilk ayı içinde devretatil sahiplerinden tahsil edilir. Devretatil sahibi bu şeklide tespit edilen işletme giderlerine itiraz ve katılmaktan imtina edemez" hükümleri getirilmiştir. Devretatil hakkı sahiplerinin her yil ödemeleri gereken işletme giderlerinin İşletme için yapılan hangi masraf kalemlerinden oluşacağı yukarıda belirtilen sözleşme hükümlerinde açıklandığı gibi, işletme giderlerini belirleme hakkı ve yetkisi de davalı şirkete aittir. Yine davalı şirketin istediği işletme giderlerinin yapılmış olan ve sözleşmede belirtilen masraf kalemlerinden oluşması, yapılmayan masrafların ve sözleşmede belirtilmeyen masrafların işletme giderlerine dahil edilmemesi gerekir. Sözleşmenin 27/son maddesinde davalı şirketin tespit ettiği işletme giderlerine itiraz edilmeyeceği belirtilmiş ise de, davacılar ile müzakere edilerek sözleşmeye konulduğu kanıtlanmayan ve sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerde davacılar aleyhine dengesizliğe neden olabilecek bu hüküm, 4077 sayılı Kanunun 6. maddesi kapsamında haksız şart niteliğinde olduğundan geçersizdir. İşletme giderinin belirlenmesi hakkı davalıya tanınmış ise de bu hak Medeni Kanunun 2. maddesinde düzenlenen iyiniyet kurallarına uygun olarak kullanılmalı ve sözleşmede işletme giderleri için yabancı para cinsinden belirlenip ödeneceğine ilişkin bir kararlaştırma olmadığından işletme gideri Türk para birimi cinsinden belirlenmelidir. Davalının bu hakkını kötüye kullandığı iddai edildiğinde de bunun mahkemece denetlenmesi gerekir. Öyle olunca davacıların iddiası doğrultusunda, davalı tarafından belirlenip istenen işletme giderlerinin sözleşme hükümlerine ve iyiniyet kurallarına uygun olarak belirlenip belirlenmediği araştırılmalıdır. Bu amaçla davalının davacıların devretatil haklarının bulunduğu tatil köyüne (işletmeye) ait defter ve kayıtları üzerinde ve mahallinde inceleme yaptırılarak, sözleşmeye davacıların katılmaları gereken ve gerçekten yapıldığı belirlenen masraflar kalemlerine göre ve mevcut giderlerin piyasa rayiç ve koşullarına uygun olup olmadığı araştırılarak, davacıların ödemeleri gereken işletme giderleri Türk parası cinsinden belirlenmelidir. Böylece davalının sözleşmeden kaynaklanan yetkisini kullanırken olması gereken özen borcunu yerine getirip getirmediği, davacıların aleyhine kötüye kullanıp kullanmadığı da araştırılmalıdır. Mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda bir araştırma ve inceleme yapılmadan eksik inceleme ile afaki düşüncelerle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyizeden taraflar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz taleplerinin incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde davalıya iadesine, 1.2.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.