Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10892 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 5878 - Esas Yıl 2007





Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı A.U.N. avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde A.K. ile davacı vekili avukat N.P.'un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalılarla birlikte 1/3 paylı malik oldukları taşınmaz üzerinde birlikte inşaat yaptıklarını, ancak kendisinin yaptığı imalat bedelinin 73 770 200 000 TL olduğunun tespit edildiğini, açılan izale-i şuyu davasında taşınmazın satılarak ortaklığın giderilmesine, paranın payları oranında ödenmesine, bina ile ilgili olarak hak iddia edenlerin dava açmakta muhtariyetine karar verildiğini ileri sürerek 73 770 200 000 TL değerindeki ince işlerin kendisi tarafından yapıldığının tespitini, taşınmazın satış bedelinden bu miktarın çıkarılıp bloke edilmesini ve kendisine ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar, inşaatın birlikte yapıldığını davacının şahsen masraf etmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, M.Fehmi hakkındaki davanın payını diğer davalıya satmış olduğu gözetilerek reddine,A.U. için kısmen kabulüne,imalat bedelinin 2/3 olan 48 800 000 000 TL nin tahsiline karar verilmiş,davacı ve davalı A.U.'nun temyizi sonucu hüküm dairemizce dava tarihinde henüz satış yapılmadığından satış bedelinin depo talebinde hukuki yararın olmadığına, davacının satılması halinde muhdesatla ilgili talepte bulunabileceğine, bu davada ise ancak imalatların kendisi tarafından yapıldığının tespitini isteyebileceğine, ayrıca davalı M. Fehmi'nin payını yargılama sırasında muhdesatla birlikte sattığı gözetilerek sebepsiz zenginleşenin bu satıcı olduğundan hissesine isabet edecek miktardan sorumlu olması gereğine değinilerek hüküm bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece davalı M.Fehmi aleyhine verilen kararın temyiz edilmediğine dayanılarak yeniden karar verilmesine yer olmadığına, A.U. yönünden binanın kaba inşaat dışındaki imalatların davacı tarafından yapıldığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı A.U. tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece bozma ilamına uyulduğunun bildirildiği, ancak bozmaya uygun işlem yapılmadığı görülmektedir.1-Davalı M.Fehmi payını yargılama sırasında muhdesatlarla birlikte diğer davalıya satmış, ve bedelini almıştır. Bu durumda dava sırasındaki durum itibarı ile M.Fehmi de payına düşecek olan bedelden sorumludur. Kaldı ki davalı Ali tarafından bu husus temyiz aşamasında ileri sürülmüş olup M.Fehmi için kesinleşmiş bir karar bulunmadığı gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya ayırıdır. 2- Mahkemece davacının yaptırdığı işlerin hangileri olduğu belirtilmeksizin kaba inşaat dışındaki tüm işleri davacının yaptırdığının kabulü ile hüküm kurulmuştur. Oysa dosya içeriğinde davalılar bütün ince işleri davacının yaptığını kabul etmemişlerdir.Hal böyle olunca mahkemece hangi işleri davacının yaptırdığının tespiti ile sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması da usul ve yasaya aykırıdır.3- Davanın tespit davası niteliği kazanmış olduğu gözetilerek maktu oranda vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi oranda vekalet ücretine hükmedilmiş olması da bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda 1.2. ve 3. bentlerde açıklanan nedenlerden dolayı temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 500 YTL. duruşma avukatlık parasınnı davacıdan alınarak davalı AU.N.'na ödenmesine, 20.9.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.