Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10657 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12014 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı hastanede diğer davalı doktor tarafından safra kesesinde taş olduğuna ilişkin konulan teşhise dayalı olarak laparoskopik yöntemle ameliyat yapıldığını, ameliyat sırasında safra kanalının kesilmesi nedeniyle yeniden ameliyat olduğunu ve uzun süreli tedavi görmek zorunda kaldığını, davalı doktorun kusurlu eylemi nedeniyle sorumlu olduğunu ileri sürerek; 6.025 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı doktor ... savunmasında, davacının yapılan ameliyatında ve ameliyat sonrası tıbbi takibinde bir kusurunun bulunmadığını savunmuştur.Diğer davalı şirket savunmasında, ameliyatı yapan davalı doktora gerekli teknik imkanın sağlandığını savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Dava, davacıya laparoskopik yöntemle yapılan ameliyat sırasında davalı doktor tarafından gerekli özenin gösterilmemesi nedeniyle safra kanalında meydana gelen yaralanmaya bağlı olarak uygulanan tedaviler nedeniyle sıkıntı ve zarara uğradığı iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki hukuki ilişki vekalet sözleşmesidir. Vekil, vekalet görevini yerine getirirken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı işlemlerin, eylemlerin ve davranışlarının özenli olmayışından doğan zararlardan sorumludur. O nedenle vekil konumunda olan ve davacının tedavisini yapan doktorun bilim ve teknolojinin getirdiği bütün imkanları kullanmak suretiyle özen borcunu yerine getirmesi gerekir.Dava konusu uyuşmazlığa ilişkin olarak mahkemece ... 3. ihtissa dairesinden 24.09.2012 tarihinde alınan bilirkişi raporunda, davacıya konulan tanı ve uygulanan operasyon endikasyonunun tıp kurallarına uygun olduğu,laparoskopik operasyonlar sırasında ve sonrasında kanama,enfeksiyon,abse,içi boş organ yaralanması, ana safra kanalında yaralanma gibi durumların meydana gelebileceği ve bunların tamamının uygulanan işlemlerin komplikasyonlarından olduğu, kişide meydana gelen safra kaçağının erken dönemde farkedildiği ve ileri bir merkeze sevkinin sağlandığı, meydana gelen komplikasyona karşı tıp kurallarına uygun müdahale edilmiş olduğu cihetle hastane ve hekime atfedilecek bir kusur bulunmadığı rapor edilmiştir.Dosya kapsamı itibariyle, davacı tarafından davalı sağlık kuruluşunda görev yapan davalı doktor tarafnıdan yapılan muayene sonucu akut taşlı kolesistit teşhisi konularak yapılan tedavi kapsamında davacıya laparoskopik kolesistomi operasyonu yapıldığı, bu operasyon sırasında ana safra kanalında meydana gelen yaralanma nedeniyle batın içine safra mai gelmesi üzerine davacının davalı hastane ve başka sağlık kuruluşlarında tedavi görmek zorunda kaldığı sabit olup, karara esas alınan ... bilirkişi raporunda bu hususun bir komplikasyon olduğu ve davalı hekimin bir kusurunun bulunmadığı rapor edilmiş ise de,davalı doktor tarafından akut taşlı kolesistit tanısı konulmasından sonra yapılacak tedavinin seçiminde laparoskopik yöntemin hastanın durumu ve hekimin uzmanlığı itibariyle uygun bir tercih olup olmadığı, bir başka ameliyat veya tedavi yönteminin seçilmesi halinde bu komlikasyon riskinin önlenmesi imkanı olup olmadığı hususları değerlendirilmemiştir. Ayrıca bilirkişi raporundaki değerlendirmelerin denetime imkan verir nitelikte gerekçelendirilmediği ve karara esas alınamayacağı anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca bu rapora itibar edilerek hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece, üniversitelerin ilgili ana bilim dallarından seçilecek uzmanlardan oluşacak bir bilirkişi kuruluna dosya tevdi edilerek, davalıların açıklanan hukuki konum ve sorumlulukları, dosyada mevcut delillerle birlikte bir bütün olarak değerlendirilip, tıbbın gerek ve kurallarına göre olayda davalıların sorumluluğunu gerektirecek ihmal ve hata bulunup bulunmadığını gösteren, nedenlerini açıklayıcı, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar vermekten ibarettir. Mahkemece, değinilen bu yön gözardı edilerek eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 24,30 TL harcın istek halinde iadesine, 06/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.