Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10187 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 6008 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı ile aralarında sağlık hizmeti satın alma sözleşmesi imzalandığını, davalı kurumun dava dışı bir hastaya ilişkin ibraz edilen faturadaki usulsüzlük nedeniyle kendilerine 118.413,54 TL ceza-i işlem uyguladığını, uygulanan cezanın iptali ile iptal edilen cezanın istirdadına karar verilmesini istemiştir.Davalı, uygulanan cezanın sözleşmeye uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, TBK 20. Maddesi genel işlem şartı ve TBK 182. maddeleri de nazara alınarak davacı tarafın cezanın tamamının iptaline yönelik talebinin reddine, davanın kısmen kabulü ile aşırı bulunan cezanın 4.240,40 TL olarak tenkisine ve bakiye cezanın yerinde olmadığının tespitine, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dava, davalı kurum tarafından davacı tarafa uygulanan ceza-i işlemin iptali ve istirdadı talebine ilişkindir. Davacı, dava dışı hasta Ege Yavuz' a infaltil serebral palsy hastalığı nedeniyle tedavi hizmeti verildiğini, bu hususta Medula sistemine de girilerek onay alındığını, davalı tarafından haksız yere ceza uygulandığını beyanla cezanın iptalini ve istirdadını istemiş, davalı ise hastanın tedavilerine ait raporun üçüncü basamak sağlık kurulunca düzenlenmemesi nedeniyle SUT' un 4.5.4F-1 maddesi gereği haklı olarak ceza uygulandığını, hastaya yapılan ilk 30 seans sonrası düzenlenen raporların resmi sağlık kurumlarınca ve üçüncü basamak sağlık kurumları yerine aynı merkezce düzenlendiğini savunmuştur. Mahkemece, fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzmanı, kamu uzmanı ve mali müşavirden oluşan bir bilirkişi heyetinden 24.04.2014 tarihli rapor alınmış, bu raporda tedavi bedelinin bu konudaki kuralların by-pass edilmesi suretiyle gerçekleştirilmesine bağlı olarak ödenmemesinin yerinde olduğu ve uygulanması gereken kesinti miktarının 4.240,40 TL olduğu tespit edilmiştir. Sonrasında aynı bilirkişi heyetinden doç.dr. ... .. tarafından tanzim edilen bir başka raporda, bilirkişi, hukukçu bilirkişinin uygulanan maddenin genel işlem şartı olduğuna ilişkin yorumlarına katılmadığını ve faturanın davalı tarafından ödenmemesinin uygun olacağını bildirmiştir. Ve son olarak yine aynı bilirkişi heyetinden mali müşavir tarafından ayrıca verilen 26.05.2014 tarihli bir başka raporlada, uygulanan kurum cezasının mevzuat ve sözleşme hükümlerine aykırı olmadığını ancak cezadan indirim yapılması hususunun mahkemenin takdirinde olduğunu bildirdiği dosya kapsamından anlaşılmıştır. Mahkemece, konu ile ilgili bilirkişi heyetinden rapor ve ek raporlar alınmış ise de heyeti oluşturan bilirkişiler bu konuda birbirleriyle çelişkiye düşmüşlerdir. Bu raporlara itibar edilerek karar verilemez. Hâl böyle olunca mahkemece konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyetinden taraf, mahkeme ve yargıtay denetimine elverişli yeni bir rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir. Ayrıca davacı tacir olup uygulanan cezadan mahkemece tenkis yapılması da Borçlar Kanununun 182. maddesine göre usul ve yasaya aykırıdır. Mahkemece bu hususlar gözardı edilerek, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 11/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.