Mahkemesi : Ağır Ceza MahkemesiSuç : Taksirle öldürme, İftira, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, trafik güvenliğini tehlikeye sokmaTaksirle öldürme, İftira ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından sanık ...'un, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanık ...'ın mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:1-Sanık ...'ın trafik güvenliği tehlikeye sokma suçundan mahkumiyet hükmü ile sanık ...'un taksirle öldürme suçundan mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik yapılan temyiz incelemesinde;Sanık ...'un olaydan üç saat sonra yapılan kan tahliline göre 0,22 promil alkol ile 71 ng/mL esrar kullanmış halde araç kullanırken meydana gelen olayda sanığın eyleminde bilinçli taksirin koşullarının oluştuğu, tayin olunan cezasında bu nedenle 5237 sayılı TCK'nın 22/3. maddesi uyarınca arttırım yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurularak, sanık hakkında eksik ceza tayini, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma sebebi sayılmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafiilerinin sübuta ve ceza miktarına ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,1-Sanık ...'un İftira ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyetine ilişkin hükümlerin temyiz incelemesine gelince;Meskun mahal dışında, gece vakti, çift yönlü, iki şeritli yolda seyir halinde olan sanığın, şerit ihlali yaparak, karşı yönden gelen araçla çarpışması sonucu, bir kişinin ölümü ile sonuçlanan olayda, her ne kadar sanık ... kendisini kurtarmaya yönelik olarak, aracı diğer sanığın kullandığını iddia etmişsede, bu yönde güvenlik güçlerine herhangi bir ihbar ve şikayetinin bulunmadığı, aksine o sırada olay yerinin yakınında bulunan ve yardım için kaza yerine gelen kişilerin, ihbarı neticesi olaydan güvenlik güçlerinin haberdar olduğu, sanığın bu hareketi savunma hakkı kapsamında hukuka uygunluk nedeni olarak sayılamasa da, ... hakkında soruşturma ya da koğuşturma açılması ya da yaptırım uygulanması amacıyla değil, kendisini isnat edilen suçtan kurtarmak amacıyla hareket ettiği, bu itibarla iftira ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının yasal unsurları oluşmadığı anlaşılmakla, atılı suçlardan sanığın beraati yerine, oluşa ve dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmiş olması, Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 05.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.