Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiDava : Koruma Tedbirleri Nedeniyle TazminatHüküm : Tazminat talebinin reddiDavacı vekilinin 13.08.2012 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklandığını, yapılan yargılama sonunda müvekkili hakkında ceza tertibine yer olmadığına hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece reddine ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;Tazminat davasının dayanağı olan Hakkari Ağır Ceza Mahkemesinin, 2007/65 Esas - 2008/96 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) Adam öldürme suçundan, 29.11.2006 – 01.05.2006 tarihleri arasında tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda hakkında ceza tertibine yer olmadığına hükmedildiği, hükmün temyizen incelenerek 24.01.2012 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 13.08.2012 tarihinde, CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen kesinleşmeden itibaren 1 yıllık süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı anlaşılmış, davacı hakkında, tazminat davasına dayanak teşkil eden Hakkari Ağır Ceza Mahkemesinin, 2007/65 Esas - 2008/96 Karar sayılı ceza dosyasında yapılan yargılama sonunda eyleminin TCK'nın 27/2. maddesi kapsamında olduğu belirtilerek ceza verilmesine yer olmadışına karar verildiğinin ve 5271 sayılı CMK'nın 144. maddesinde tazminat verilemeyecek kişiler arasında hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilenlerin sayıldığının anlaşılması karşısında davanın 5271 sayılı CMK'nın 223/7 maddesi gereğince reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davacı vekilinin eksik incelemeye ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;Davanın tümüyle reddedilmesi karşısında, davalı hazine yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu konuda hüküm kurulmaması, Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin kendileri lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasına 4. fıkra olarak “Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesine göre karar tarihinde geçerli olan 2.400 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı hazineye verilmesine" ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.