Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiDava : Koruma Tedbirleri Nedeniyle TazminatHüküm : Davanın reddiDavacı vekilinin 13.09.2011 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle gözaltına alındığını ve ehliyetine el konulduğunu, yapılan soruşturma sonunda üzerine atılı suçtan hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;5271 sayılı CMK'nın 142/7-1. madde ve fıkrası uyarınca kararın duruşmalı olarak verileceğinin ve aynı kanunun 188/1. maddesi gereğince de duruşmada Cumhuriyet savcısının hazır bulunması gerektiği amir hükmüne rağmen 25.05.2012 tarihli duruşmada Cumhuriyet savcısının iştiraki sağlanmadan karar verilmesi Kabule göre de;5271 sayılı CMK'nın 142/1. maddesine göre koruma tedbirleri nedeniyle tazminat istemlerinin kararın kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden üç ay ve her halde kararın kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde dava konusu edilebileceği, dava dosyası incelendiğinde ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesinleştiğinin davacıya tebliğ edildiğine ilişkin belgeye dosya içerisinde rastlanılmadığı ancak tazminat davasına dayanak teşkil eden ek kovuşturmaya yer olmadığına dair dosyanın içeriğine göre kararın 05.05.2010 tarihinde kesinleşmiş olması, davanın 13.09.2011 tarihinde açılması karşısında davanın süresinde açılıp açılmadığı değerlendirilmeden yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi,Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince, isteme uygun olarak BOZULMASINA, 22.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.