Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 98 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 6391 - Esas Yıl 2016





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokmaHüküm : CMK'nın 231/11. maddesi gereğince hükmün açıklanması ile TCK'nın 179/2, 31/3, 62, 50/3-1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan suça sürüklenen çocuğun mahkumiyetine ilişkin hüküm, suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan suça sürüklenen çocuk hakkında yapılan yargılama sonucunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 179/2, 31/3, 62. maddeleri gereğince 16 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunun 23. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 3 yıllık denetim süresine tâbi tutulmasına dair İznik Sulh Ceza Mahkemesi'nin 26.01.2012 tarihli ve 2011/321 esas, 2012/37 sayılı kararını müteakip suça sürüklenen çocuğun deneme süresi içerisinde 06.09.2013 tarihinde kasten yaralama suçunu işlediği ve İznik Asliye Ceza Mahkemesi’nin bu suçtan suça sürüklenen çocuğun mahkumiyetine karar verdiği ve hükmün 19.02.2015 tarihinde kesinleştiği ve ihbar üzerine dosya yeniden ele alınarak önceki hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına dair İznik Asliye Ceza Mahkamesinin (Çocuk Mahkemesi sıfatıyla) 30.04.2015 tarihli ve 2015/159 esas, 2015/420 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi;Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141 ve 5271 sayılı CMK'nın 34. maddeleri uyarınca bütün mahkeme kararlarının, karşı oy da dahil olmak üzere gerekçeli olarak yazılması zorunludur. Gerekçe, hükmün dayanaklarının, akla, hukuka ve dosya içeriğine uygun açıklamasıdır. Ceza Muhakemesi Kanununun 230. maddesinde ise hükmün gerekçesinde, suç oluşturduğu kabul edilen eylemin gösterilmesi, bunun nitelendirmesinin yapılması, Ceza Kanununda öngörülen sıra ve esaslara göre cezanın ve ayrıca cezaya mahkumiyet yerine veya yanı sıra uygulanacak güvenlik tedbirlerinin belirlenmesi, cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine ya da ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususa ilişkin istemlerin kabul veya reddine dair dayanakların gösterilmesinin zorunlu olduğu belirtilmiştir. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi, yasa koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi, uygulamada keyfiliğe yol açacaktır. Bu itibarla keyfiliği önlemek, tarafları tatmin etmek, sağlıklı bir denetime olanak sağlamak bakımından, hükmün gerekçeli olmasında zorunluluk bulunmaktadır. Hükmün gerekçeyi ihtiva etmemesi ise 1412 sayılı Kanunun 308/7 ve 5271 sayılı CMK'nın 289/1-g bendi uyarınca hukuka kesin aykırılık halini oluşturacaktır. İncelenen dosya kapsamına göre; İznik Sulh Ceza Mahkemesi'nin 26.01.2012 tarihli ve 2011/321 esas, 2012/37 sayılı kararını ile suça sürüklenen çocuğun trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan 5237 sayılı TCK'nın 179/2, 31/3, 62. maddeleri gereğince neticeten 16 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunun 23. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kesinleşmesine müteakip suça sürüklenen çocuğun öngörülen 3 yıllık denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlemesi sebebiyle mahkemesine yapılan ihbar üzerine mahkemece yapılan yargılama sonucunda suça sürüklenen çocuk hakkında infaz ve denetime olanak verecek şekilde yeni bir hüküm tesis edilmesi gerektiği, önceki hükme atıfta bulunulamayacağı, bu kapsamda, hükmün gerekçe kısmında, iddia, savunma ve kabul ile kabulü sağlayan delillerin gösterilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde gerekçesiz hüküm tesisi,Kanuna aykırı olup, suça sürüklenen çocuk müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince, sair yönleri incelenmeyen hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 10/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.