Mahkemesi :Sulh Ceza MahkemesiSuç : 1-Trafik güvenliğini tehlikeye sokma, 2-TehditHüküm : 1-Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan: TCK'nın 179/2, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkûmiyet,2-Tehdit suçundan:TCK’nın 106/1-2.cümle, 52, 52/4. maddeleri gereğince mahkumiyetTrafik güvenliğini tehlikeye sokma ve tehdit suçlarından sanığın mahkûmiyetine ilişkin hükümler, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanığın idaresindeki araç ile seyir halinde iken, aralarında önceye dayalı husumeti bulunan ve karşıdan karşıya geçişini tamamlamak üzere olan katılanın üzerine doğru kırdığı, katılanın kendisini can havliyle kaldırıma attığı, sonrasında tarafların tartışmaya başladığı, bu sırada sanığın, katılana hitaben “seni ezerim” dediği iddiasına konu olayda,1-Tehdit suçu yönünden:katılanın soruşturma aşamasındaki beyanında, sanığın kendisine hitaben “seni ezeceğim” şeklinde sözler söylediğini iddia etmiş ise de; olay yerinde bulunan tanıkların bu iddiayı doğrulamadığı, yargılama aşamasında 13/12/2010 tarihli beyanında sanığın "seninle görüşeceğim, burada bitmez,"gibi sözler söylediğini beyan ettiği, sanığın atılı suçlamayı kabul etmediği dikkate alındığında, sanığın, katılana hitaben"seninle görüşeceğim, burada bitmez," şeklindeki sözleri, TCK’nın 106/1-2.cümlesinde düzenlenen sair tehdit suçunu oluşturduğu gözetilerek, sanık hakkında 106/1-2.cümlesi gereğince sanığın cezalandırılması gerekirken, gerekçe kısmında sanığın katılana “seni ezeceğim” şeklinde sözler söylediği kabul edildiği halde hüküm kısmında sanık hakkında TCK’nın 106/1-2.cümlesi gereğince sair tehdit suçundan hüküm kurulmak suretiyle, hüküm ile gerekçe kısmında çelişki oluşması,2-Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan:sanığın kullandığı aracı, aralarında daha önceye dayalı husumet bulunan katılanın üzerine sürme şeklindeki eylemi, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu değil, TCK’nın 86/2, 3-e ve 35.maddeleri gereğince, kasten yaralamaya teşebbüs suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suçun vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca, hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 08/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.