Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9677 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14696 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : Sulh Ceza MahkemesiSuç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Temel ceza belirlenirken, TCK'?nın 61/1. maddesinde yer alan ölçütler nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle, aynı Kanun'un 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerektiği gözetilmeden, doktor raporu ile alkolmetreyi üfleyemecek derecede alkollü olması nedeni ile ölçüm yapılamadığı, ancak koku, tavır, davranış ve denge koordinasyonundan aşırı alkollü olduğu kanaatine varıldığı belirlenen sanık hakkında, suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği zaman ve yer, meydana gelen tehlikenin ağırlığı ve sanığın kastının yoğunluğu gözetilerek, alt sınır aşılıp hak ve nasafete uygun bir ceza hükmedilmesi yerine, asgari hadden ceza tayini, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma sebebi sayılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve ertelenme hükmünün uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1-Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken, uygulanan kanun maddesinin, “TCK'nın 50/3. maddesi atfıyla aynı Kanun'un 50/1-a maddesi” yerine, sadece “TCK'nın 50/1-a maddesi” olarak gösterilmesi suretiyle CMK'nın 232/6. maddesine aykırı hareket edilmesi, 2- TCK'nın 50/6. maddesinde bulunan “yaptırımın” ibaresinin 01.03.2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 5739 sayılı Kanunun 4. maddesi ile “tedbirin” olarak değiştirilmesi ile sözü edilen maddenin birinci fıkrasının “a” bendi uyarınca hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi seçenek yaptırım, diğer bentlerde düzenlenen hususların ise seçenek tedbir niteliğinde olduğu, TCK'nın 50/6. maddesinde hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesinin sonuçlarının düzenlendiği, somut durumda ise sanık hakkında bir tedbir niteliğini haiz olmayan, kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verildiği, kaldı ki bu durumun hükmün tesisi aşamasında değil, hükmün kesinleşmesinden sonra infaz aşamasında nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin, infazı kısıtlayacak şekilde hapis cezasından çevrilen adli para cezasının ödenmemesi halinde TCK'nın 50/6. maddesi gereğince hapis cezasının infaz edileceğinin ihtarına karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususlarda aynı Kanun'un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hükmün 1 numaralı paragrafındaki, “TCK 50 (1)-a maddesi” ibaresinin, “TCK'nın 50/3 ve 50/1-a. maddeleri” şeklinde değiştirilmesi, hükmün 3 numaralı paragrafında yer alan “aynı kanunun 50/6 maddesi gereğince hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan tebligata rağmen 30 gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmadığı veya başlanıp da devam edilmediği takdirde ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa ihtarına(ihtarat yapılamadı)” ibaresinin hükümden çıkarılması suretiyle, eleştirilen husus dışında, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.