Mahkemesi : Sulh Ceza MahkemesiSuç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokmaTrafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanığın idaresindeki motosikletle, arkasında arkadaşı olduğu halde, geceleyin, yerleşim yeri içindeki yolda seyir halindeyken, direksiyon hakimiyetini kaybederek yol dışına yuvarlanmaları sonucu yaralamalı trafik kazasına sebebiyet verdiği olayda, sanık hakkında düzenlenen iddianamede, kaza anında sanığın 181 promil alkollü olduğunun da belirtildiği anlaşılmakla; Dairemizin yerleşik uygulamasına göre; taksirle yaralama suçunun zarar suçu, TCK'nın 179/3. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun tehlike suçu olması, her iki suçun birlikte işlendiği hallerde, sanığın hangi suç nedeniyle cezalandırılacağı belirlenirken, suçlar için kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu-tehlike suçu kriterinin esas alınması, buna göre; sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu ahvalde, sadece taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, kovuşturma şartı olan şikayetin gerçekleşmemesi ya da şikayetten vazgeçme nedeniyle taksirle yaralama suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı ahvalde ise, sanığın TCK'nın 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılmasının kabul edilmesi karşısında; mağdurdaki yaralanmanın TCK'nın 89/2. maddesi kapsamında ağır nitelikte kırık olmasına göre, sanığın üzerine atılı suçun bilinçli taksir ile işlenmesi halinde 5237 sayılı TCK'nın 89/5. maddesi uyarınca şikayete tabi olmadığı nazara alınıp, hukuki durumunun bilinçli taksirle yaralama suçuna göre takdir ve tayini gerekirken, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan mahkumiyetine karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince, sanığın sonuç cezadaki kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla, isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 02.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.