Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9430 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 1767 - Esas Yıl 2016





Mahkemesi : Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılıkHüküm : Beraat2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliğin amacının, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı ya da sit alanı olarak tescil kararlarının, ilgililerince öğrenilmesini sağlamak olduğu, başka bir deyişle, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları yönünden tebliğ; sit alanları yönünden Resmi Gazete'de yayım ve internet üzerinden duyuru kurallarının, kişilerin, sahip oldukları taşınmazların durumunu bilmelerini ve ona göre hareket etmelerini sağlama amacı taşıdığı, belirtilen kuralların, 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde düzenlenen suçun oluşumu için şekil şartı niteliği bulunmayıp, aksi yöndeki kabulün 6498 sayılı Kanunun amacına da ters düşeceği;Diğer yandan, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde öngörülen "maliklere tebliğ" usulünün, bölge bazındaki tescil işlemlerinde değil, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının tescili söz konusu olduğunda uygulanacağı, başka bir deyişle, bir bölgenin sit alanı olarak belirlenip tescil edilmesi halinde, o bölgede yaşayan tüm vatandaşlara tebligat yapılmak suretiyle tescil kararının duyurulması şeklinde bir yöntem izlenmeyeceği, karar Resmi Gazete'de yayımlanıp Bakanlığın internet sayfasında bir ay süre ile duyurularak, bölge halkının sit tescilinden haberdar olmasının sağlanacağı;Belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği; Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Dairemizin 08/03/2013 tarihli, 2011/22412 Esas, 2013/5753 Karar sayılı ve mahkemece uyulmasına karar verilen ilamı ile, davaya konu müdahalelerin 3194 sayılı İmar Kanunun 21. maddesinde belirtilen derz, iç ve dış sıva, boya, badana, oluk, dere, doğrama, döşeme ve tavan kaplamaları, elektrik ve sıhhi tesisat tamirleri ile çatı onarımı ve kiremit aktarılması şeklindeki eylemlerden olmadığının anlaşılması karşısında, mahkemece dava konusu taşınmazda inşaat mühendisi ve üniversitelerin sanat tarihi bölümlerinde görevli öğretim üyelerinin de yer aldığı bilirkişi heyeti marifetiyle yeniden keşif yapılarak, camiye bitişik inşa edilen yapının hangi tarihte yaptırıldığı, sanık tarafından yaptırılıp yaptırılmadığı, yapılan işlemlerin 2863 sayılı Kanun kapsamında fiziki ya da inşai faaliyet niteliğinde olup olmadığı yönünde rapor alınıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeyerek eksik soruşturma ile yazılı şekilde karar verilmesi nedeniyle hükmün bozulduğu, mahkemece keşif icra edilmeksizin, dava konusu taşınmazın tescilli kültür varlığı olduğunu bilerek, ilgili Koruma Kurulu'na izin başvurusunda bulunan sanığa bizzat tebliğ yapılmadığı yönündeki hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesis edildiği anlaşılmakla,Mahallinde konusunda uzman inşaat mühendisi, mimar ve sanat tarihçi bilirkişiler refakatinde keşif icra edilip, camiye bitişik inşa edilen yapının hangi tarihte yapıldığı, bu yapı ve diğer müdahaleler nedeniyle tescilli kültür varlığının zarara uğrayıp uğramadığı, özgün yapısını kaybedip kaybetmediği her türlü şüpheden uzak biçimde belirlenip, müdahale nedeniyle taşınmazda zarar tespiti halinde “kültür varlığına kasten zarar verme”, zarar mevcut olmayıp esaslı müdahale gerçekleştirildiğinin belirlenmesi halinde “izinsiz inşai ve fiziki müdahalede bulunma”, basit onarım kapsamındaki faaliyetlerin saptanması halinde ise “izinsiz tadilat ve tamirat yapma” suçundan hüküm tesisi ile; davaya konu taşınmazın bulunduğu ilde suç tarihi itibariyle büyükşehir belediyesi veya il özel idaresi bünyesinde koruma, uygulama denetim bürosu kurulup kurulmadığı araştırılıp, eğer kurulmuş ise, taşınmazın bulunduğu yerin koruma, uygulama denetim bürosunun sorumluluk alanı kapsamında olup olmadığı hususu tespit edilerek, hükümden önce 08/10/2013 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanun'un 65. maddesinde yapılan değişiklikler de dikkate alınarak, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 02/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.