Mahkemesi : Sulh Ceza MahkemesiSuç : Taksirle yaralama Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğine, kusur durumuna ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Kavşakta geçiş önceliğine uymayıp, tam kusurlu olarak kazaya neden olan sanık hakkında, temel cezanın asgari hadden uzaklaşılarak belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK'nın 61/1 ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle, aynı Kanun'un 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde, maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında, hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerektiği gözetilmeden, mağdurun boynunda hafif ağrı ve hassasiyetten dolayı basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek şekilde yaralanmasıyla sonuçlanan olayda, TCK'nın 89/1. maddesi gereğince, 3 ay ile 1 yıl arasında hapis veya 90 gün ile 365 gün arasında adli para cezası tayin ve takdir etmek durumunda olan yerel mahkemece, benzer olaylarla karşılaştırıldığında eylem ile ceza arasındaki muvazeneyi bozacak, adalet ve hakkaniyete uygun düşmeyecek biçimde teşdidin derecesinde yanılgıya düşülerek, temel hapis cezası 10 ay olarak belirlenmek suretiyle sanığa fazla ceza verilmesi, Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 01.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.