Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9265 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 18558 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi:Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılıkHüküm : Beraat2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hüküm, katılan vekili ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliğin amacının, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı ya da sit alanı olarak tescil kararlarının, ilgililerince öğrenilmesini sağlamak olduğu, başka bir deyişle, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları yönünden tebliğ; sit alanları yönünden Resmi Gazete'de yayım ve internet üzerinden duyuru kurallarının, kişilerin, sahip oldukları taşınmazların durumunu bilmelerini ve ona göre hareket etmelerini sağlama amacı taşıdığı, belirtilen kuralların, 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde düzenlenen suçun oluşumu için şekil şartı niteliği bulunmayıp, aksi yöndeki kabulün 6498 sayılı Kanunun amacına da ters düşeceği;Diğer yandan, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde öngörülen "maliklere tebliğ" usulünün, bölge bazındaki tescil işlemlerinde değil, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının tescili söz konusu olduğunda uygulanacağı, başka bir deyişle, bir bölgenin sit alanı olarak belirlenip tescil edilmesi halinde, o bölgede yaşayan tüm vatandaşlara tebligat yapılmak suretiyle tescil kararının duyurulması şeklinde bir yöntem izlenmeyeceği, karar Resmi Gazete'de yayımlanıp Bakanlığın internet sayfasında bir ay süre ile duyurularak, bölge halkının sit tescilinden haberdar olmasının sağlanacağı;Sözü edilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde;... Koruma Kurulu'nun 14/02/1996 tarih ve 5576 sayılı kararı ile 2. derece doğal sit alanı olarak tescilli ... Sitesi .. ve ... nolu taşınmazlarda, hazırlık aşamasında görevlendirilen inşaat bilirkişisinin raporuyla geniş kapsamlı olarak zemin ve 1. katlarda projeye aykırı imalatlar yapıldığının tespit edildiği anlaşılmakla,1) Sanıklar ... ve ...'in beraatlerine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;Sanıklar ... ve ...'un karı-koca olup, davaya konu 678 nolu evin malikinin sanık ..'un olduğu, sanıkların aşamalardaki savunmalarında, davaya konu evdeki inşai müdahalelerin bizzat sanık ..tarafından yaptırıldığını beyan ettikleri, Sanık ...'in, sanık ...'in arkadaşı olduğu, sanık ...'ın kendisine ait olan ... nolu ev ile ablası olan sanık ...'a ait .. nolu evde yapılan inşaatların kontrolünü yapması, inşaatta çalışan işçilerin ücretlerinin ödenmesi konularında sanık ... ile anlaştığını, ancak kendisinin müteahhit olmadığını beyan ettiği, sanıklar arasında yazılı bir anlaşmanın bulunmadığı, bu itibarla sanık ...'in ilgili Kuruldan izin almak gibi bir sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmakla,Yapılan yargılama sonunda, atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin ve mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,2) Sanıklar ... ve ...'in beraatlerine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Davaya konu taşınmazların yer aldığı bölgenin sit alanı olarak tescil edildiğine dair Kurul kararının ve ilan tutanaklarının dosyaya celp edilmediği anlaşılmakla, öncelikle söz konusu karar ve ilan tutanakları dosyaya celp edilerek, mahallinde inşaat ve fen bilirkişiler marifetiyle keşif icra edilip, davaya konu yerin sit alanında kalıp kalmadığı tespit edilerek, sit alanında kaldığının anlaşılması halinde, sanıklar tarafından yaptırılan fiziki ve inşai müdahalelerin neler olduğunun belirlenerek, sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin ve mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 29/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.