Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Taksirle öldürmeHüküm : TCK’nın 85/1, 62, 53/6, 53/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın idaresindeki kamyon ile gece vakti, 7 metre genişliğindeki iki yönlü yolda, tam kusurlu olarak karşı yönden gelen ölenin kullandığı kamyonetin şeridine girmesi neticesi meydana gelen olayda; sanık hakkında şikayetin olmaması ve zarar talebinin olmaması karşısında, Mahkemece 22/11/2012 tarihinde verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, sanığın itirazı üzerine 28/01/2013 tarihinde, ... Ağır Ceza Mahkemesince 2013/115 değişik sayılı karar ile Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 22/01/2013 tarih ve 2012/10-534-2013/15 sayılı kararına atıf yapılarak "sanığın olayda tam kusurlu olduğunun anlaşılması karşısında, mahkemece TCK'nın 22. maddesindeki hüküm nazara alınarak kusurun yoğunluğu şeklindeki TCK'nın 61. maddesindeki kıstas değerlendirilmek suretiyle alt sınırdan uzaklaşılarak hüküm kurulması yerine alt hadden hüküm kurma yoluna gidilmesi doğru görülmemiştir" gerekçesi ile kaldırılıp, ... Asliye Ceza Mahkemesi tarafından da itiraz merciinin kararı doğrultusunda, sanık hakkında alt sınırdan uzaklaşılarak verilen hükmün sanık tarafından temyizi üzerine yapılan incelemede; Sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının sanık tarafından yapılan itiraz üzerine aleyhe sonuç doğuracak şekilde kabulünde aleyhe bozma veya aleyhe hüküm verme yasağının ihlal edilip edilmediği ve itiraz merciin yetkisini aşıp aşmadığı öncelikle değerlendirilmişCeza mahkemeleri tarafından verilen “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” ilişkin kararın, 5271 sayılı CMK'nın 223/1. maddesinde öngörülen davayı esastan sonlandırıcı, hüküm niteliğinde olmadığı ve bu suretle temyizinin mümkün bulunmadığı, ancak itiraz yolunun açık bulunduğu, 1412 sayılı CMUK'un 326/son, 5271 sayılı CMK’nın 283 ve 307/4. maddelerinde düzenlenen aleyhe bozma veya aleyhe değiştirme yasağının sadece davanın esasını çözümleyen hükümlerle sınırlı olarak istinaf veya temyiz yasa yolunda kabul edilmesi nedeniyle aleyhe bozma yasağının ve ceza bakımından kazanılmış hak ilkesinden itiraz mercii tarafından verilen kararlar açısından söz edilemeyeceği anlaşılmakla tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiş olup,... Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’nın itiraz mercii olarak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılması ile ilgili olarak yaptığı inceleme sonucunda verdiği, kesin nitelikteki “hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına” ilişkin kararda Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 22.01.2013 gün ve 534/15 sayılı kararının hükmün açıklanmasının geri bırakılması şartlarını etkileyecek şekilde sübut ve nitelendirmeye ilişkin değerlendirme yapılacağına yönelik olduğu gözetilmeksizin, bu kararı oldukça geniş yorumlamak suretiyle mahkemenin taktir yetkisi kapsamında değerlendirme yapılmış ise de, bu karardan sonra, ... Asliye Ceza Mahkemesi tarafından dosyanın esastan incelenerek serbestçe değerlendirilmesinin mümkün olduğu, ... Ağır Ceza Mahkemesi’nin hükmün esasına ilişkin yaptığı değerlendirmeye bağlı kalmayacağı, ancak ... Asliye Ceza Mahkemesi’nin açıklanması geri bırakılan hükmün kaldırılmasından sonra yaptığı değerlendirme sonucu, tam kusurlu olan sanık hakkında, ilk verdiği karardan farklı olarak, alt sınırdan ayrılarak ceza vermesinde dosya kapsamı itibari ile bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;5237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarının taksirli suçlarda uygulama olanağı bulunmadığı gözetilmeden, sanık hakkında anılan madde ile hak yoksunluğuna hükmedilmesi,Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının 4. paragrafında yer alan TCK'nın 53/1. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün hükümden çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.