Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 911 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 24820 - Esas Yıl 2013





Tebliğname no : 12 - 2012/297428 Mahkemesi : Kocaeli 1. Ağır ceza Mahkemesi Tarihi : 02/10/2012 Numarası : 2011/242 - 2012/362 Dava : 466 sayılı Kanuna göre tazminat Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davalı vekili ve davacının yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Her ne kadar haksız tutuklama işleminden doğan maddi ve manevi tazminat talebini içeren dava dilekçesinde 20.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminat talebinde bulunulmuş ise de, sonradan "ıslah" suretiyle bu hususta sözlü veya yazılı talepte bulunulması mümkün olduğundan ve davacı asıl tarafından dosyaya sunulan 25/08/2011 havale tarihli dilekçe ile talep konusunun 140.000 TL maddi, 150.000 TL manevi tazminat olarak değiştirilmiş olması karşısında, tutuklandığı tarihte sabit gelir getiren bir işi olmayan ve maddi tazminata esas teşkil edebilecek, gelir kaybına ilişkin belge ibraz etmediği anlaşılan davacı lehine, tutuklu kaldığı döneme ilişkin net asgari ücret üzerinden hesaplanan miktarın maddi tazminat olarak hüküm altına alınmış olmasında isabetsizlik bulunmamıştır. Ancak; 1- Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerektiği, bu itibarla tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer dikkate alınıp birlikte değerlendirildiğinde, 3 yıl 2 ay 6 gün süre ile tutuklu kaldığı anlaşılan davacı lehine belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda az manevi tazminata hükmolunması, 2- Kendisini vekil ile temsil ettirmiş olan davacı yararına hükmolunan maddi ve manevi tazminat miktarlarının toplamı üzerinden tek vekalet ücreti yerine, hükmedilen maddi ve manevi tazminatlar yönünden ayrı ayrı maktu vekalet ücretine hükmedilmesi, 3- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla dava açıldığının tespit edilmesi nedeniyle, hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış başka dava olup olmadığının ilgili maliye hazinesinden sorularak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, davalı vekili ve davacının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 20.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.